Düşük tansiyon nedir? Ani tansiyon düşmesi belirtileri nelerdir? Düşük tansiyon belirtileri nelerdir? Düşük tansiyon için ne yapılır? Düşük tansiyona ne iyi gelir? Düşük tansiyon kaçtır? Düşük tansiyon sebepleri nelerdir? Düşük tansiyonu ne yükseltir? Düşük tansiyonu ne dengeler? Düşük tansiyon nedenleri nelerdir? Düşük tansiyon için ne yapmalı? Düşük tansiyonun zararları nelerdir? Düşük tansiyon baş ağrısı yapar mı? Büyük tansiyon yüksek küçük tansiyon düşükse ne yapılmalı? Düşük tansiyon kaç olmalı? Düşük tansiyon nasıl yükselir? Tansiyon neden düşük olur? Düşük tansiyon için ne yapılır? Tansiyon düşükse ne yapılır? Düşük tansiyon kaç olursa tehlikeli olur? Düşük tansiyon uyku yapar mı? Düşük tansiyona hangi bölüm bakar? Düşük tansiyon çarpıntı yapar mı? Düşük tansiyona tuzlu ayran iyi gelir mi? İnsanların birbirinden çeşitli hastalıkları olduğu hepimizin bildiği bir şey. Dünyanın her yerinde rastlanılan ve artık hayatımızın bir parçası olmuş hastalıklar var. Kimisi yaşa göre, kimisi cinsiyetimize göre, kimisi genetik elverişlilik yüzünden hayatımıza giriyor. Kısacası yaşayan her insan potansiyel bir hasta durumunda.
Düşük tansiyon, kan basıncının normal değerlerin altında olması durumudur. Düşük tansiyonun nedenleri arasında susuzluk, tuz eksikliği, hormonal sorunlar, kalp rahatsızlıkları, kan kaybı, vitamin ve mineral eksikliği, bazı ilaçların yan etkileri ve hamilelik sayılabilir.
Bu hastalıklardan birisi de tansiyon hastalığı. Daha doğrusu bir hastalık çeşidi diyelim çünkü tansiyon ile ilgili sadece bir hastalık yok. Yüksek tansiyon, hipertansiyon ve düşük tansiyon temel üç tansiyon hastalıklarından. Şimdiden eminim ki bu yazıyı okuyan kişilerden bazıları tansiyon hastasıdır.
Sıklıkla çevremizde görebildiğimiz ve belki de sizlerin de sahip olduğu bu tansiyon hastalıklarından bir tanesi olan düşük tansiyon, bugünkü ana konumuz olacak. Beraber düşük tansiyon nedir? Düşük tansiyon belirtileri nelerdir? Ve düşük tansiyona ne iyi gelir? Sorularının cevaplarını göreceğiz.
Düşük Tansiyon Nedir?
Düşük tansiyon nedir? Kalbimizin ne işe yaradığını biliyorsunuzdur ama tekrar edelim. Kalp, vücudumuzda bulunan kanı damarlarımıza pompalayarak işlev görür. Kirli ve temiz kanı vücudumuzda dolaştıran kalbimiz, bedenimizdeki en hayati organlardan birisidir. Bu işlemi yaparken pompalanan kan damarlarımızda bir basınca neden olur. Bu basıncın adı da tansiyon olarak geçer.
Kalbin tamamı kaslardan ibarettir ve kasılıp gevşeyerek bu dolaşım işlemini sağlamaktadır. Bu süreç, dolaşım sistemimiz sayesinde işlemektedir. Kalp kasılıp gevşediğinde atardamarlara ve ardından da kılcal damarlarımıza yayılır. Sonucunda da bedenimizdeki her yere kan gönderilmiş olur.
Kalp damarlara kan gönderirken bir basınç oluşturduğunda, buna yüksek tansiyon adı verilir. Ardından kalp gevşeyip basınç düzeyini düşürdüğünde de düşük tansiyon meydana gelir.
Kalp gevşeme işlemindeyken damarlara basınç uygulamadığı için, halihazırda gevşemiş damarlar dolaşımı devam ettirmektedir. Buna rağmen damarlarda az da olsa bir basınç hala bulunmaktadır. Tıpta bu duruma küçük tansiyon adı verilmektedir.
Tansiyon sfigmomanometre isimli bir cihaz yardımıyla hesaplanır. Ölçü birimi ise mm Hg cinsindedir. Tansiyon ölçülürken, çevre koşulları çok etkili olduğu için ölçüm hasta bir süre dinlendikten sonra ölçülmelidir.
Spor ve yemek yenildikten sonra ölçümler düşük, kahve ve sigara içilmesinin ardından ölçülen değerler ise yüksek çıkabilmektedir. Bundan ötürü ölçüm öncesinde kişinin bu tarz eylemleri yapmamış olması tercih edilir.
Düşük tansiyon kan basıncının ani bir şekilde düşmesiyle oluşan duruma denir. Diğer bir ismi ise hipotansiyon olarak bilinir. Büyük tansiyonunuz eğer 90 mm Hg altındaysa ve küçük tansiyonunuz da 60 mm Hg değerlerinin altında ise bu durum gerçekleşir.
Genel olarak bakılınca bir belirti göstermez, tedaviye de gerek duyulmamaktadır. Buna rağmen bu ani tansiyon düşüşleri bazı durumlarda tehlike arz edebilmektedir.
Çok fazla terlemek, vücudun susuz kalması, ishal, yetersiz besin tüketimi, alerji, stres, hamilelik, hormonal sorunlar, kalp ve damar rahatsızlıkları, anemi, kan kaybı ve farklı çeşitli nedenler ayrıca da bazı ilaçların yan etkisi nedeniyle hipotansiyon meydana gelebilir. “Düşük tansiyon nedir?” sorusunun cevabı budur.
Genelde 3 farklı şekilde karşımıza çıkan hipotansiyon çeşitleri şöyledir:
- Ortostatik Hipotansiyon: Her ne kadar her yaşta görülebilse de, bu hipotansiyon türünün yaşlı ve güçsüz bireylerde görülme sıklığı daha fazladır. Bir anda yapılan ani bedensel hareketler, yatılan yerden aniden kalkmak veya oturduğunuz yerden aniden kalkmak bunlara örnektir. Bu eylemler sonucunda kişide baş dönmesi ve göz kararmaları olabilir. Birkaç saniyeyi geçmeyecek olan bu etki, ilerleyen dönem için sağlık sorunlarına bir işaret olabilir.
- Sinirsel Aracılı Hipotansiyon: Uzun süre ayakta durulduğunda ortaya çıkan bu hipotansiyon türü, genel olarak genç ve çocuklarda daha sık görülmektedir. Bayılma, baş dönmesi gibi sonuçlar doğurur.
- Şoka Bağlı Hipotansiyon: Zehirlenme, ani travmalar, kan kayıpları şeklinde şok etkisi yaratacak durumlarda kendini gösteren bir hipotansiyon türüdür. Ciddi bir durumdur ve hayati tehlike yaratabilmektedir. Bu durumda acilen doğru müdahaleye ihtiyaç duyulmaktadır.
Düşük Tansiyon Belirtileri Nelerdir?
Düşük tansiyon, tıp literatüründe hipotansiyon olarak adlandırılan bir durumdur. Genellikle kan basıncının normal değerlerin altına düşmesiyle karakterizedir. Normal bir kan basıncı değeri 120/80 mmHg olarak kabul edilirken, düşük tansiyon genellikle sistolik kan basıncının 90 mmHg’nin altına düşmesi olarak tanımlanmaktadır. Düşük tansiyonun belirtileri ve semptomları kişiden kişiye farklılık gösterebilmekle birlikte, genellikle ortak belirtiler bulunmaktadır.
Düşük tansiyonun belirtileri arasında baş dönmesi, halsizlik, yorgunluk, bulanık görme, bayılma hissi, nefes darlığı, çarpıntı, soğuk terleme, baş ağrısı ve başın arkasında veya boynunda ağrı yer alabilir. Bu belirtiler genellikle kişinin ani bir pozisyon değişikliği sonrasında ortaya çıkar. Örneğin, otururken birdenbire kalkmak veya uzun süre ayakta durduktan sonra oturmak düşük tansiyonun belirtilerini tetikleyebilir.
Düşük tansiyonun nedenleri arasında dehidrasyon, aşırı kan kaybı, kalp problemleri, hormonal dengesizlikler, ilaç yan etkileri, aşırı egzersiz, aşırı sıcak veya soğuk ortamlara maruz kalma, stres ve bazı hastalıklar yer alabilir. Bu nedenlerden herhangi biri veya birkaçı düşük tansiyona yol açabilir.
Düşük tansiyonun belirtileri genellikle hafif şiddette olup kişinin günlük yaşamını etkilemeyebilir. Ancak bazı durumlarda belirtiler ciddi olabilir ve kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Özellikle bayılma hissi veya sürekli baş dönmesi gibi belirtiler varsa mutlaka bir sağlık profesyoneline danışılmalıdır.
Düşük tansiyonun belirtilerini hafifletmek ve kontrol altına almak için bazı önlemler alınabilir. Öncelikle düzenli olarak tansiyon ölçümleri yapılmalı ve düşük tansiyon durumunda bir sağlık profesyoneline danışılmalıdır. Ayrıca yeterli miktarda su içmek, tuz tüketimini arttırmak, yavaşça kalkmak veya oturmak, sık sık küçük öğünler halinde beslenmek, dar kıyafetlerden kaçınmak ve uzun süre ayakta durmaktan kaçınmak gibi önlemler alınabilir.
Düşük tansiyonun belirtileri genellikle hafif şiddette olup kişinin günlük yaşamını etkilemeyebilir. Ancak belirtiler ciddi olabilirse veya düzenli olarak tekrarlıyorsa mutlaka bir sağlık profesyoneline danışılmalıdır. Uzun süreli düşük tansiyon durumunda altta yatan nedenin belirlenmesi ve uygun tedavinin başlanması önemlidir. Bu nedenle düşük tansiyon belirtileri herhangi bir şüpheye yer bırakmadan ciddiye alınmalı ve gereken adımların atılması sağlanmalıdır.
Düşük tansiyonun belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterse de genellikle ortak belirtiler bulunmaktadır. Bu belirtiler hafif şiddette olabileceği gibi ciddi olabilir ve kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle düşük tansiyon belirtileri herhangi bir şüpheye yer bırakmadan ciddiye alınmalı ve gereken adımların atılması sağlanmalıdır.
Düşük tansiyon, kan basıncının normalden düşük olması durumudur. Düşük tansiyon, genellikle 90/60 mmHg veya daha düşük değerler olarak tanımlanır. Düşük tansiyon, bazı kişilerde herhangi bir belirti vermeyebilir. Ancak, bazı kişilerde, düşük tansiyon, şu belirtilere neden olabilir:
- Baş dönmesi, sersemlik, bayılma
- Bulantı, kusma
- Göz kararması, görme bozukluğu
- Kulak çınlaması, işitme kaybı
- Halsizlik, yorgunluk, bitkinlik
- Nefes darlığı, kalp çarpıntısı
- Terleme, üşüme, titreme
- Baş ağrısı, boyun ağrısı
- Konfüzyon, anksiyete, panik
Düşük tansiyon belirtileri, kişinin günlük aktivitelerini ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, düşük tansiyon belirtileri fark edildiğinde, doktora başvurmak ve tedavi almak gerekir.
Hasta olmayan veya tansiyonu etkileyecek rahatsızlığı olmayan kişilerde genelde bu belirtilere rastlanmaz. Eğer kişi hastaysa ve yukarıdaki belirtilere sahipse, daha da ilerlememesi için hastalık veya düşük tansiyon tedavi edilmelidir.
Düşük tansiyon çeşitli nedenlerde ortaya çıkabilmektedir. Verdiğimiz örnekler genel olarak sağlıklı insanlarda ortaya çıkan belirtilere yöneliktir.
Daha önce de bahsettiğimiz gibi, genelde düşük tansiyon belirti göstermeyen bir durumdur. Herhangi bir zamanda tansiyonunuz düşebilmektedir. Yalnız bazı durumlarda düşük tansiyon süreleri uzamaktadır ve müdahale edilmesi gerekir. Böyle durumlar engellenmezse hastaya zarar verebilir.
Nedir peki bu durumlar? Düşük tansiyon belirtileri nelerdir? Bu durumlar şu şekildedir:
- Hamilelik sürecinde besin ihtiyacı gibi ihtiyaçlar artabilir. Bu durumda annede düşük tansiyon görülebilmektedir. Bir belirti ile karşılaşıldığında, önlem alınması bebek ve annenin sağlığı için önem teşkil eder.
- Kan kaybından bahsetmiştik. Yoğun ve ani kan kayıplarında düşük tansiyon görülmektedir. Böyle durumlarda acil müdahale ve hastaya kan nakli kritik önem taşır.
- Kalp kapaklarında hasar veya kalp krizi vakalarında düşük tansiyon görülmektedir. Yine aynı şekilde acil müdahale hayat kurtarıcı yere sahiptir.
- Aşırı sıvı kaybı da düşük tansiyon nedenidir. Kusma ve ishal gibi sağlık sorunları, düşük tansiyona neden olur ve tedavi edilmelidir.
- Ciddi alerji durumlarında veya zehirlenmelerde de rastlanılan düşük tansiyon, tedaviye ihtiyaç duyar.
- Sepsis yani zararlı bakteri ve mikropların kana karışması durumunda da düşük tansiyon gözlemlenmektedir.
- Şeker hastalığı, böbrek üstü bezinde oluşan hastalıklar ve diğer hormonal sorunlar da tansiyonunuzu düşürebilir. Bu koşullarda oluşan hipotansiyon da tedavi edilmelidir.
- Hipertansiyon yani yüksek tansiyon ilaçları ve diğer çeşitli ilaç türleri de düşük tansiyon nedeni olabilmektedir. Doğru ve dozunda ilaç kullanımı bu durumda önem arz eder.
Ani tansiyon Düşmesi Belirtileri Nelerdir?
Ani tansiyon düşmesi, tıp literatüründe ortostatik hipotansiyon olarak da adlandırılan bir durumdur. Bu durumda kişi, hızlı bir şekilde ayağa kalktığında veya pozisyon değiştirdiğinde kan basıncında ani bir düşüş yaşar. Ani tansiyon düşmesi belirtileri genellikle baş dönmesi, baş ağrısı, bulanık görme, halsizlik, bayılma hissi, mide bulantısı ve hatta bayılma gibi semptomlarla kendini gösterebilir.
Ani tansiyon düşmesinin birçok farklı nedeni olabilir. Bunlar arasında dehidrasyon, kalp problemleri, şeker hastalığı, aşırı kan kaybı, ilaç yan etkileri, sinir sistemi bozuklukları ve yaşlanmaya bağlı olarak damarların esnekliğini kaybetmesi gibi durumlar yer alabilir. Ayrıca bazı durumlarda ani tansiyon düşmesi genetik faktörlere de bağlı olabilir.
Ani tansiyon düşmesinin belirtileri genellikle aniden ortaya çıkar ve kişiye rahatsızlık verebilir. Bu nedenle belirtilerin farkında olmak ve gerekli önlemleri almak önemlidir. Özellikle yaşlı bireylerde ve kronik sağlık sorunları olan kişilerde ani tansiyon düşmesi daha sık görülebilir.
Ani tansiyon düşmesinin belirtilerini hafifletmek ve durumu kontrol altına almak için bazı öneriler bulunmaktadır. Bunlar arasında düzenli egzersiz yapmak, yeterli miktarda su içmek, tuz tüketimine dikkat etmek, yavaşça ayağa kalkmak, yüksek topuklu ayakkabılardan kaçınmak, sık sık küçük miktarlarda yemek yemek ve alkol tüketimini sınırlamak yer alabilir.
Ani tansiyon düşmesi belirtilerinin hafifletilmesi için beslenme alışkanlıklarının da gözden geçirilmesi gerekebilir. Özellikle yeterli miktarda sodyum, potasyum ve magnezyum alımına dikkat etmek önemlidir. Ayrıca düşük kan şekeri seviyeleri de ani tansiyon düşmesine neden olabileceğinden düzenli ve dengeli beslenmeye özen göstermek gerekmektedir.
Ani tansiyon düşmesi belirtileri yaşayan kişilerin mutlaka bir sağlık profesyoneline danışmaları önemlidir. Çünkü bu belirtiler ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabilir. Sağlık uzmanları, kişinin tıbbi geçmişi, yaşam tarzı ve diğer sağlık durumlarına bağlı olarak uygun tedavi yöntemlerini belirleyebilir.
Ani tansiyon düşmesi belirtileri ciddiye alınması gereken bir durumdur. Bu belirtilere sahip olan kişilerin yaşam tarzlarını gözden geçirmeleri, beslenme alışkanlıklarına dikkat etmeleri ve gerekli önlemleri almaları önemlidir. Ayrıca belirtiler devam ederse mutlaka bir sağlık profesyoneline başvurulmalıdır. Bu sayede sağlık sorunları erken teşhis edilip uygun tedavi yöntemleri uygulanabilir.
Ani tansiyon düşmesi, kan basıncının aniden ve hızla düşmesi durumudur. Ani tansiyon düşmesi, şu belirtilere neden olabilir:
- Baş dönmesi, sersemlik, bayılma
- Bulantı, kusma
- Göz kararması, görme bozukluğu
- Kulak çınlaması, işitme kaybı
- Halsizlik, yorgunluk, bitkinlik
- Nefes darlığı, kalp çarpıntısı
- Terleme, üşüme, titreme
- Baş ağrısı, boyun ağrısı
- Konfüzyon, anksiyete, panik
Ani tansiyon düşmesi, ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabilir. Bu nedenle, ani tansiyon düşmesi belirtileri fark edildiğinde, derhal doktora başvurmak ve tedavi almak gerekir.
Düşük Tansiyon İçin Ne Yapılır?
Düşük tansiyon, tıbbi terimiyle hipotansiyon olarak adlandırılan bir durumdur. Tansiyon, kanın damarlara yaptığı basıncı ifade eder. Normal tansiyon değeri 120/80 mmHg olarak kabul edilir. Tansiyonun 90/60 mmHg’nin altına düşmesi durumunda ise düşük tansiyon olarak adlandırılır. Düşük tansiyonun belirtileri arasında baş dönmesi, halsizlik, bayılma hissi, bulanık görme, yorgunluk ve nefes darlığı yer alabilir.
Düşük tansiyonun birçok farklı nedeni olabilir. Bunlar arasında dehidrasyon, aşırı kan kaybı, kalp problemleri, hormonal dengesizlikler, beslenme alışkanlıkları, ilaç yan etkileri ve genetik faktörler yer alabilir. Düşük tansiyonun tedavisi için öncelikle altta yatan nedenin belirlenmesi gereklidir. Ancak genel olarak düşük tansiyonu olan kişilerin yaşam tarzı değişiklikleri yaparak belirtileri azaltmaları mümkündür.
Düşük tansiyonu olan kişilerin dikkat etmeleri gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Bu noktalardan ilki yeterli miktarda su içmektir. Vücudun yeterli miktarda sıvı alması, kan basıncını dengelemeye yardımcı olabilir. Günde en az 8 bardak su içmek düşük tansiyonun etkilerini azaltabilir. Ayrıca tuz tüketimine de dikkat etmek önemlidir. Tuz, vücuttaki sıvı dengesini etkileyebileceğinden, düşük tansiyonu olan kişilerin tuz tüketimini sınırlamaları önerilmektedir.
Düşük tansiyonu olan kişilerin düzenli olarak egzersiz yapmaları da önemlidir. Egzersiz, kan dolaşımını artırarak tansiyonu dengelemeye yardımcı olabilir. Ancak aşırı egzersiz yapmaktan kaçınılmalı ve doktor önerilerine uyulmalıdır. Ayrıca düşük tansiyonu olan kişilerin ani hareketlerden kaçınmaları da önerilmektedir. Ani kalkışlar veya uzun süre ayakta durma gibi durumlardan kaçınmak, baş dönmesi ve bayılma riskini azaltabilir.
Beslenme alışkanlıklarının düzeltilmesi de düşük tansiyonu olan kişiler için önemlidir. Düşük tansiyonu olan kişilerin düzenli ve dengeli bir şekilde beslenmeleri, kan basıncını dengelemeye yardımcı olabilir. Ayrıca öğün atlamamak ve düzenli aralıklarla beslenmek de önemlidir. Alkol ve kafein tüketimine de dikkat edilmelidir, çünkü bu maddeler kan basıncını etkileyebilir.
Düşük tansiyonu olan kişilerin sağlık durumlarını yakından takip etmeleri de önemlidir. Düzenli olarak doktor kontrolüne gitmek ve gerekli testleri yaptırmak düşük tansiyonun kontrol altında tutulmasına yardımcı olabilir. Ayrıca düşük tansiyonu olan kişilerin ilaç kullanımını da doktorlarına danışarak düzenlemeleri gerekmektedir.
Düşük tansiyonu olan kişilerin yaşam tarzı değişiklikleri yaparak belirtileri azaltmaları mümkündür. Ancak her durumda öncelikle bir doktora danışmak ve uygun tedavi yöntemlerini belirlemek önemlidir. Düşük tansiyonun altında yatan nedenin belirlenmesi ve buna göre tedavi planının oluşturulması, kişinin sağlıklı bir yaşam sürmesine yardımcı olabilir. Bu nedenle düşük tansiyonu olan kişilerin sağlık durumlarını yakından takip etmeleri ve gerekli önlemleri almaları önemlidir.
Düşük tansiyon için, doktorunuzun tavsiyelerine uymak, düzenli kontrole gitmek, ilaç kullanmak, yaşam tarzı değişiklikleri yapmak gibi yöntemler uygulanabilir. Düşük tansiyon için yapılması gerekenler, kişinin sağlık durumuna, tansiyon seviyesine, belirtilerine ve nedenlerine göre değişir. Düşük tansiyon için, şu genel öneriler uygulanabilir:
- Yeterli miktarda su içmek, sıvı kaybını önlemek ve kan hacmini artırmak için önemlidir.
- Tuz alımını artırmak, kan basıncını yükseltmeye yardımcı olabilir. Ancak, tuz alımı, doktorunuzun önerdiği miktarda olmalıdır. Aşırı tuz alımı, başka sağlık sorunlarına neden olabilir.
- Dengeli ve sağlıklı beslenmek, kan şekeri seviyesini dengeler, vitamin ve mineral eksikliğini önler, metabolizmayı hızlandırır ve genel sağlığı iyileştirir. Özellikle, protein, demir, folik asit, B12 vitamini, C vitamini açısından zengin besinler tüketmek, düşük tansiyona iyi gelir.
- Düzenli egzersiz yapmak, kan dolaşımını artırır, kas kütlesini korur, kalp sağlığını iyileştirir, stresi azaltır ve düşük tansiyonu dengeler. Ancak, egzersiz yapmadan önce ve sonra yeterli sıvı almak, aşırı yorulmamak, ani hareketlerden kaçınmak gerekir.
- Alkol, sigara, kafein gibi maddelerden uzak durmak, kan basıncını düşüren, damarları daraltan, kalp ritmini bozan, dehidrasyona neden olan etkileri vardır. Bu nedenle, düşük tansiyonu olan kişiler, bu maddelerden kaçınmalı veya azaltmalıdır.
- Stresi yönetmek, düşük tansiyonu olan kişiler için önemlidir. Stres, kan basıncını düşüren, hormon dengesini bozan, bağışıklık sistemini zayıflatan etkileri vardır. Bu nedenle, düşük tansiyonu olan kişiler, stresi azaltmak için meditasyon, yoga, nefes egzersizleri, hobiler, sosyal aktiviteler gibi yöntemler kullanabilirler.
- Uyku düzenine dikkat etmek, düşük tansiyonu olan kişiler için önemlidir. Uyku, vücudun dinlenmesini, yenilenmesini, hormon dengesini sağlar. Bu nedenle, düşük tansiyonu olan kişiler, günde 7-8 saat uyumalı, uyku kalitesini artırmak için uyku ortamını rahat, sessiz, karanlık yapmalı, uyumadan önce ağır yemek, alkol, kafein tüketmemeli, elektronik cihazlardan uzak durmalıdır.
- Tansiyonu düşüren ilaçlar, düşük tansiyonu olan kişiler için risk oluşturabilir. Bu nedenle, düşük tansiyonu olan kişiler, doktorlarına danışmadan, reçetesiz ilaç kullanmamalı, kullandıkları ilaçların yan etkilerini, etkileşimlerini bilmeli, ilaç dozunu ve zamanını ayarlamalıdır.
Düşük Tansiyon Kaçtır?
Düşük tansiyon kaçtır? Düşük tansiyon, kan basıncının normalden düşük olması durumudur. Kan basıncı, kalbin kanı pompalarken ve dinlenirken damarlara uyguladığı basınçtır. Kan basıncı, iki değer ile ifade edilir: Sistolik ve diyastolik. Sistolik kan basıncı, kalbin kasılırken uyguladığı basınçtır. Diyastolik kan basıncı, kalbin gevşerken uyguladığı basınçtır. Kan basıncı, milimetre cinsinden civa basıncı (mmHg) olarak ölçülür. Örneğin, 120/80 mmHg gibi. Düşük tansiyon, genellikle 90/60 mmHg veya daha düşük değerler olarak tanımlanır. Ancak, düşük tansiyon, kişiden kişiye değişebilir. Bazı kişilerde, düşük tansiyon normal ve sağlıklı olabilir. Bazı kişilerde, düşük tansiyon belirtilere ve sağlık sorunlarına neden olabilir.
Düşük tansiyon, tıp literatüründe hipotansiyon olarak adlandırılan bir durumdur. Genellikle kan basıncının normal değerlerin altına düşmesi olarak tanımlanan düşük tansiyonun belirli bir sınırı bulunmamakla birlikte genellikle 90/60 mmHg’nin altında ölçülen kan basıncı değerleri düşük tansiyon olarak kabul edilmektedir.
Düşük tansiyonun belirtileri arasında baş dönmesi, halsizlik, bayılma hissi, bulanık görme, nefes darlığı, yorgunluk ve hızlı veya düzensiz kalp atışları yer almaktadır. Bu belirtiler genellikle kan basıncı aniden düştüğünde ortaya çıkar ve kişinin günlük aktivitelerini olumsuz etkileyebilir.
Düşük tansiyonun birçok farklı nedeni olabilir. Bunlar arasında dehidrasyon, aşırı kan kaybı, kalp problemleri, endokrin bozukluklar, aşırı sıcak veya soğuk ortamlara maruz kalma, gebelik, beslenme bozuklukları ve bazı ilaçların yan etkileri sayılabilir. Ayrıca yaşlılık, genetik faktörler ve stres de düşük tansiyon riskini artırabilir.
Düşük tansiyonun tedavisi, altta yatan nedenin belirlenmesi ve ona yönelik olarak uygulanacak tedaviye bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Örneğin, dehidrasyon durumunda sıvı takviyesi yapılabilirken, kalp problemleri söz konusu ise ilaç tedavisi veya cerrahi müdahale gerekebilir. Ayrıca düşük tansiyonu olan bireylerin yeterli miktarda su içmeleri, tuz tüketimlerine dikkat etmeleri, ani hareketlerden kaçınmaları ve düzenli egzersiz yapmaları da önerilmektedir.
Doktor kontrolünde alınan tedbirlerle düşük tansiyonun etkileri hafifletilebilir ve kişinin yaşam kalitesi artırılabilir. Ancak düşük tansiyonun ciddi bir sağlık sorunu olabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle düşük tansiyon belirtileri gösteren kişilerin mutlaka bir sağlık profesyoneline başvurması önemlidir.
Düşük tansiyonun belirtilerini gösteren kişilerin bu durumu ciddiye almaları ve bir uzmana danışarak gerekli tedbirleri almaları gerekmektedir. Sağlık sorunlarının erken teşhisi ve tedavisi, kişinin yaşam kalitesini artırmak ve olası komplikasyonları önlemek açısından son derece önemlidir. Bu nedenle düşük tansiyon konusunda herhangi bir şüpheye yer verilmemesi ve gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir.
Düşük tansiyon sebepleri nelerdir?
Düşük tansiyonun birçok sebebi olabilir. Düşük tansiyonun sebepleri, şunlardır:
- Dehidrasyon: Vücutta yeterli sıvı olmaması, kan hacmini azaltır ve kan basıncını düşürür. Dehidrasyon, sıcak hava, aşırı terleme, ishal, kusma, ateş, diyabet, böbrek hastalığı gibi nedenlerle oluşabilir.
- Kanama: Vücutta kan kaybı, kan hacmini azaltır ve kan basıncını düşürür. Kanama, yaralanma, ameliyat, ülser, kanama bozukluğu, kanser gibi nedenlerle oluşabilir.
- Kalp hastalıkları: Kalbin yeterince kan pompalayamaması, kan basıncını düşürür. Kalp hastalıkları, kalp krizi, kalp yetmezliği, kalp kapakçığı hastalığı, kalp ritim bozukluğu, kardiyomiyopati gibi nedenlerle oluşabilir.
- Hormonal bozukluklar: Hormonların dengesizliği, kan basıncını etkiler. Hormonal bozukluklar, tiroid hastalığı, adrenal yetmezlik, diyabet, gebelik gibi nedenlerle oluşabilir.
- Nörolojik hastalıklar: Sinir sisteminin kan basıncını düzenleyememesi, kan basıncını düşürür. Nörolojik hastalıklar, Parkinson hastalığı, multipl skleroz, otonom disfonksiyon, nöropati gibi nedenlerle oluşabilir.
- İlaçlar: Bazı ilaçlar, kan basıncını düşüren etkilere sahiptir. İlaçlar, kan basıncı ilaçları, kalp ilaçları, antidepresanlar, diüretikler, erektil disfonksiyon ilaçları, alkol gibi nedenlerle kan basıncını düşürebilir.
- Anafilaksi: Vücudun aşırı alerjik reaksiyonu, kan damarlarının genişlemesine ve kan basıncının düşmesine neden olur. Anafilaksi, arı sokması, yiyecek alerjisi, ilaç alerjisi, lateks alerjisi gibi nedenlerle oluşabilir.
Düşük tansiyonu ne yükseltir?
Düşük tansiyonu ne yükseltir? Düşük tansiyonu yükseltmenin birçok yolu olabilir. Düşük tansiyonu yükseltmenin yolları, kişinin sağlık durumuna, tansiyon seviyesine, belirtilerine ve nedenlerine göre değişir. Düşük tansiyonu yükseltmenin yolları, genellikle doktorunuzun tavsiyelerine uymak, düzenli kontrole gitmek, ilaç kullanmak, yaşam tarzı değişiklikleri yapmak gibi yöntemlerdir. Düşük tansiyonu yükseltmenin yolları, ayrıca şunlardır:
- Yeterli miktarda su içmek, sıvı kaybını önlemek ve kan hacmini artırmak için önemlidir.
- Tuz alımını artırmak, kan basıncını yükseltmeye yardımcı olabilir. Ancak, tuz alımı, doktorunuzun önerdiği miktarda olmalıdır. Aşırı tuz alımı, başka sağlık sorunlarına neden olabilir.
- Dengeli ve sağlıklı beslenmek, kan şekeri seviyesini dengeler, vitamin ve mineral eksikliğini önler, metabolizmayı hızlandırır ve genel sağlığı iyileştirir. Özellikle, protein, demir, folik asit, B12 vitamini, C vitamini açısından zengin besinler tüketmek, düşük tansiyona iyi gelir.
- Düzenli egzersiz yapmak, kan dolaşımını artırır, kas kütlesini korur, kalp sağlığını iyileştirir, stresi azaltır ve düşük tansiyonu dengeler. Ancak, egzersiz yapmadan önce ve sonra yeterli sıvı almak, aşırı yorulmamak, ani hareketlerden kaçınmak gerekir.
- Alkol, sigara, kafein gibi maddelerden uzak durmak, kan basıncını düşüren, damarları daraltan, kalp ritmini bozan, dehidrasyona neden olan etkileri vardır. Bu nedenle, düşük tansiyonu olan kişiler, bu maddelerden kaçınmalı veya azaltmalıdır.
- Stresi yönetmek, düşük tansiyonu olan kişiler için önemlidir. Stres, kan basıncını düşüren, hormon dengesini bozan, bağışıklık sistemini zayıflatan etkileri vardır. Bu nedenle, düşük tansiyonu olan kişiler, stresi azaltmak için meditasyon, yoga, nefes egzersizleri, hobiler, sosyal aktiviteler gibi yöntemler kullanabilirler.
- Uyku düzenine dikkat etmek, düşük tansiyonu olan kişiler için önemlidir. Uyku, vücudun dinlenmesini, yenilenmesini, hormon dengesini sağlar. Bu nedenle, düşük tansiyonu olan kişiler, günde 7-8 saat uyumalı, uyku kalitesini artırmak için uyku ortamını rahat, sessiz, karanlık yapmalı, uyumadan önce ağır yemek, alkol, kafein tüketmemeli, elektronik cihazlardan uzak durmalıdır.
Düşük tansiyonu ne dengeler?
Düşük tansiyonu ne dengeler? Düşük tansiyonu dengelemek için, kan basıncını normal seviyede tutmak için gerekli önlemleri almak gerekir. Düşük tansiyonu dengelemek için, şu yöntemler uygulanabilir:
- Doktorunuzun tavsiyelerine uymak, düzenli kontrole gitmek, ilaç kullanmak, yaşam tarzı değişiklikleri yapmak gibi yöntemlerdir.
- Yeterli miktarda su içmek, sıvı kaybını önlemek ve kan hacmini artırmak için önemlidir.
- Tuz alımını artırmak, kan basıncını yükseltmeye yardımcı olabilir. Ancak, tuz alımı, doktorunuzun önerdiği miktarda olmalıdır. Aşırı tuz alımı, başka sağlık sorunlarına neden olabilir.
- Dengeli ve sağlıklı beslenmek, kan şekeri seviyesini dengeler, vitamin ve mineral eksikliğini önler, metabolizmayı hızlandırır ve genel sağlığı iyileştirir. Özellikle, protein, demir, folik asit, B12 vitamini, C vitamini açısından zengin besinler tüketmek, düşük tansiyona iyi gelir.
- Düzenli egzersiz yapmak, kan dolaşımını artırır, kas kütlesini korur, kalp sağlığını iyileştirir, stresi azaltır ve düşük tansiyonu dengeler. Ancak, egzersiz yapmadan önce ve sonra yeterli sıvı almak, aşırı yorulmamak, ani hareketlerden kaçınmak gerekir.
- Alkol, sigara, kafein gibi maddelerden uzak durmak, kan basıncını düşüren, damarları daraltan, kalp ritmini bozan, dehidrasyona neden olan etkileri vardır. Bu nedenle, düşük tansiyonu olan kişiler, bu maddelerden kaçınmalı veya azaltmalıdır.
- Stresi yönetmek, düşük tansiyonu olan kişiler için önemlidir. Stres, kan basıncını düşüren, hormon dengesini bozan, bağışıklık sistemini zayıflatan etkileri vardır. Bu nedenle, düşük tansiyonu olan kişiler, stresi azaltmak için meditasyon, yoga, nefes egzersizleri, hobiler, sosyal aktiviteler gibi yöntemler kullanabilirler.
- Uyku düzenine dikkat etmek, düşük tansiyonu olan kişiler için önemlidir. Uyku, vücudun dinlenmesini, yenilenmesini, hormon dengesini sağlar. Bu nedenle, düşük tansiyonu olan kişiler, günde 7-8 saat uyumalı, uyku kalitesini artırmak için uyku ortamını rahat, sessiz, karanlık yapmalı, uyumadan önce ağır yemek, alkol, kafein tüketmemeli, elektronik cihazlardan uzak durmalıdır.
- Tansiyonu düşüren ilaçlar, düşük tansiyonu olan kişiler için risk oluşturabilir. Bu nedenle, düşük tansiyonu olan kişiler, doktorlarına danışmadan, reçetesiz ilaç kullanmamalı, kullandıkları ilaçların yan etkilerini, etkileşimlerini bilmeli, ilaç dozunu ve zamanını ayarlamalıdır.
Düşük tansiyonun zararları nelerdir?
Düşük tansiyonun zararları nelerdir? Düşük tansiyonun zararları, kişinin sağlık durumuna, tansiyon seviyesine, belirtilerine ve nedenlerine göre değişir. Düşük tansiyonun zararları, şunlardır:
- Düşük tansiyon, beyne, kalbe, böbreklere, karaciğere ve diğer organlara yeterli kan ve oksijen gitmesini engelleyebilir. Bu da, organ fonksiyonlarının bozulmasına ve hasar görmesine neden olabilir.
- Düşük tansiyon, baş dönmesi, sersemlik, bayılma gibi belirtilere neden olabilir. Bu da, kişinin günlük aktivitelerini ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, bayılma, düşme, kırık, yaralanma gibi kazalara neden olabilir.
- Düşük tansiyon, bulantı, kusma, göz kararması, görme bozukluğu, kulak çınlaması, işitme kaybı, halsizlik, yorgunluk, bitkinlik, nefes darlığı, kalp çarpıntısı, terleme, üşüme, titreme, baş ağrısı, boyun ağrısı, konfüzyon, anksiyete, panik gibi belirtilere neden olabilir. Bu da, kişinin fiziksel ve psikolojik sağlığını bozabilir.
- Düşük tansiyon, ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabilir. Düşük tansiyon, kalp hastalıkları, hormonal bozukluklar, nörolojik hastalıklar, kanama, anafilaksi gibi nedenlerle oluşabilir. Bu nedenle, düşük tansiyonun altında yatan sebepleri araştırmak ve tedavi etmek gerekir.
Düşük tansiyon baş ağrısı yapar mı?
Düşük tansiyon baş ağrısı yapar mı? Düşük tansiyon, baş ağrısı yapabilir. Düşük tansiyon, beyne yeterli kan ve oksijen gitmesini engelleyebilir. Bu da, beyin damarlarının genişlemesine ve baş ağrısına neden olabilir. Düşük tansiyonun neden olduğu baş ağrısı, genellikle başın arkasında, alında veya şakaklarda hissedilir. Düşük tansiyonun neden olduğu baş ağrısı, hafif veya şiddetli olabilir. Düşük tansiyonun neden olduğu baş ağrısı, diğer belirtilerle birlikte ortaya çıkabilir. Düşük tansiyonun neden olduğu baş ağrısı, tansiyonu dengelemek için gerekli önlemler alındığında geçebilir.
Düşük tansiyon, tıp literatüründe hipotansiyon olarak adlandırılan bir durumdur. Genellikle tansiyonun normal değerlerin altına düşmesiyle karakterizedir. Normal tansiyon değerleri 120/80 mmHg olarak kabul edilirken, hipotansiyon durumunda bu değerlerin altına iner. Düşük tansiyonun belirtileri arasında baş ağrısı da bulunmaktadır.
Düşük tansiyonun baş ağrısı yapma sebepleri arasında kan damarlarının genişlemesi ve beyne yeterli miktarda kan gitmemesi sayılabilir. Beyne yeterince oksijen ve besin maddesi taşımayan kan, baş ağrısına neden olabilir. Ayrıca düşük tansiyon durumunda beyindeki kan basıncı azalabilir ve bu da baş ağrısına yol açabilir.
Baş ağrısının yanı sıra düşük tansiyonun diğer belirtileri arasında baş dönmesi, halsizlik, yorgunluk, bulanık görme, bayılma hissi, nefes darlığı ve hızlı kalp atışı sayılabilir. Bu belirtiler genellikle tansiyonun çok düştüğü durumlarda ortaya çıkar.
Düşük tansiyonun baş ağrısı yapma durumu kişiden kişiye değişebilir. Kimi insanlarda düşük tansiyon baş ağrısına neden olurken, kimilerinde bu belirti görülmeyebilir. Ayrıca düşük tansiyonun şiddeti de baş ağrısı üzerinde etkili olabilir. Tansiyonun çok düşük olduğu durumlarda baş ağrısı daha belirgin bir şekilde ortaya çıkabilir.
Düşük tansiyonun baş ağrısı yapmasının yanı sıra, bu durumun altında yatan başka sağlık problemleri de olabilir. Özellikle kalp hastalıkları, endokrin bozukluklar, kan kaybı, dehidrasyon, beslenme bozuklukları ve bazı ilaçların yan etkileri düşük tansiyona yol açabilir. Bu nedenle düşük tansiyon şikayeti olan kişilerin mutlaka bir uzmana başvurarak detaylı bir değerlendirme yaptırmaları önemlidir.
Düşük tansiyonun baş ağrısı yapmasını engellemek için bazı önlemler alınabilir. Öncelikle düzenli olarak tansiyon ölçümü yapmak ve tansiyon değerlerini kontrol altında tutmak önemlidir. Ayrıca yeterli miktarda su içmek, dengeli beslenmek, yeterli miktarda tuz tüketmek, aşırı sıcak ortamlardan kaçınmak, ani hareketlerden kaçınmak ve uzun süre ayakta durmaktan kaçınmak düşük tansiyonun etkilerini azaltabilir.
Düşük tansiyonun baş ağrısı yapma durumu genellikle tedavi edilebilir bir durumdur. Tedavide genellikle altta yatan nedenlerin belirlenmesi ve ona yönelik tedavi planının uygulanması önemlidir. Örneğin, demir eksikliği anemisi düşük tansiyona yol açıyorsa demir takviyesi yapılabilir veya ilaçların yan etkisi olarak düşük tansiyon ortaya çıkıyorsa ilaç değişikliği yapılabilir.
Düşük tansiyonun baş ağrısı yapma durumu oldukça yaygın bir durumdur. Ancak herkesin yaşadığı belirtiler farklı olabileceği için düşük tansiyon şikayeti olan kişilerin mutlaka bir uzmana başvurarak detaylı bir değerlendirme yaptırmaları önemlidir. Uzman kontrolü ve gerekli tedbirler alındığında düşük tansiyonun etkileri minimize edilebilir ve baş ağrısı gibi belirtiler kontrol altına alınabilir.
Düşük tansiyon kaç olursa tehlikeli olur?
Düşük tansiyon kaç olursa tehlikeli olur? Düşük tansiyon, kan basıncının normalden düşük olması durumudur. Düşük tansiyon, genellikle 90/60 mmHg veya daha düşük değerler olarak tanımlanır. Ancak, düşük tansiyon, kişiden kişiye değişebilir. Bazı kişilerde, düşük tansiyon normal ve sağlıklı olabilir. Bazı kişilerde, düşük tansiyon belirtilere ve sağlık sorunlarına neden olabilir. Düşük tansiyon, tehlikeli olabilecek bir seviyeye düştüğünde, şok adı verilen bir durum ortaya çıkar. Şok, vücudun hayati organlarına yeterli kan ve oksijen gitmemesi sonucu oluşur. Şok, hayatı tehdit eden bir acil durumdur. Şokun belirtileri şunlardır:
- Ciltte solukluk, soğukluk, terleme, morarma
- Nabızda hızlanma, zayıflama, düzensizlik
- Tansiyonda düşme, nabız basıncında azalma
- Nefeste hızlanma, yüzeysellik, zorlanma
- Bilinçte bulanıklık, kayıp, konfüzyon
- İdrarda azalma, koyulaşma
- Midede bulantı, kusma, ağrı
- Vücutta titreme, kasılma, kramp
Düşük tansiyon, şok seviyesine düştüğünde, derhal doktora başvurmak ve tedavi almak gerekir. Şokun tedavisi, kan basıncını yükseltmek, organ fonksiyonlarını desteklemek, altta yatan nedeni ortadan kaldırmak için ilaç, sıvı, kan, oksijen gibi yöntemlerle yapılır.
Düşük tansiyon uyku yapar mı?
Düşük tansiyon uyku yapar mı? Düşük tansiyon, uyku yapabilir. Düşük tansiyon, beyne yeterli kan ve oksijen gitmesini engelleyebilir. Bu da, beyin fonksiyonlarını bozabilir. Düşük tansiyon, uykululuk, uyku kalitesinin düşmesi, uyku bozuklukları gibi etkilere neden olabilir. Düşük tansiyon, özellikle gece uyurken veya yatarken daha belirgin olabilir. Düşük tansiyon, uyku yapmasını önlemek için, şu önlemler alınabilir:
- Yeterli miktarda su içmek, sıvı kaybını önlemek ve kan hacmini artırmak için önemlidir.
- Tuz alımını artırmak, kan basıncını yükseltmeye yardımcı olabilir. Ancak, tuz alımı, doktorunuzun önerdiği miktarda olmalıdır. Aşırı tuz alımı, başka sağlık sorunlarına neden olabilir.
- Dengeli ve sağlıklı beslenmek, kan şekeri seviyesini dengeler, vitamin ve mineral eksikliğini önler, metabolizmayı hızlandırır ve genel sağlığı iyileştirir. Özellikle, protein, demir, folik asit, B12 vitamini, C vitamini açısından zengin besinler tüketmek, düşük tansiyona iyi gelir.
- Düzenli egzersiz yapmak, kan dolaşımını artırır, kas kütlesini korur, kalp sağlığını iyileştirir, stresi azaltır ve düşük tansiyonu dengeler. Ancak, egzersiz yapmadan önce ve sonra yeterli sıvı almak, aşırı yorulmamak, ani hareketlerden kaçınmak gerekir.
- Alkol, sigara, kafein gibi maddelerden uzak durmak, kan basıncını düşüren, damarları daraltan, kalp ritmini bozan, dehidrasyona neden olan etkileri vardır. Bu nedenle, düşük tansiyonu olan kişiler, bu maddelerden kaçınmalı veya azaltmalıdır.
- Stresi yönetmek, düşük tansiyonu olan kişiler için önemlidir. Stres, kan basıncını düşüren, hormon dengesini bozan, bağışıklık sistemini zayıflatan etkileri vardır. Bu nedenle, düşük tansiyonu olan kişiler, stresi azaltmak için meditasyon, yoga, nefes egzersizleri, hobiler, sosyal aktiviteler gibi yöntemler kullanabilirler.
- Uyku düzenine dikkat etmek, düşük tansiyonu olan kişiler için önemlidir. Uyku, vücudun dinlenmesini, yenilenmesini, hormon dengesini sağlar. Bu nedenle, düşük tansiyonu olan kişiler, günde 7-8 saat uyumalı, uyku kalitesini artırmak için uyku ortamını rahat, sessiz, karanlık yapmalı, uyumadan önce ağır yemek, alkol, kafein tüketmemeli, elektronik cihazlardan uzak durmalıdır.
- Tansiyonu düşüren ilaçlar, düşük tansiyonu olan kişiler için risk oluşturabilir. Bu nedenle, düşük tansiyonu olan kişiler, doktorlarına danışmadan, reçetesiz ilaç kullanmamalı, kullandıkları ilaçların yan etkilerini, etkileşimlerini bilmeli, ilaç dozunu ve zamanını ayarlamalıdır.
Düşük tansiyona hangi bölüm bakar?
Düşük tansiyona hangi bölüm bakar? Düşük tansiyona, genellikle dahiliye bölümü bakar. Dahiliye bölümü, iç hastalıkları ile ilgilenen bir bölümdür. Düşük tansiyon, iç hastalıkların bir belirtisi veya sonucu olabilir. Dahiliye bölümü, düşük tansiyonun nedenlerini, belirtilerini, tanısını, tedavisini ve takibini yapar. Dahiliye bölümü, düşük tansiyonun altında yatan başka bir hastalık varsa, ilgili bölümlere yönlendirir. Örneğin, düşük tansiyonun nedeni kalp hastalığı ise, kardiyoloji bölümüne; düşük tansiyonun nedeni hormonal bozukluk ise, endokrinoloji bölümüne; düşük tansiyonun nedeni nörolojik hastalık ise, nöroloji bölümüne sevk edilir.
Düşük tansiyon çarpıntı yapar mı?
Düşük tansiyon çarpıntı yapar mı? Evet düşük tansiyon, çarpıntı yapabilir. Çarpıntı, kalbin normalden daha hızlı, yavaş, düzensiz veya güçlü atmasıdır. Düşük tansiyon, kalbe yeterli kan gitmesini engelleyebilir. Bu da, kalbin daha fazla çalışmasına ve çarpıntıya neden olabilir. Düşük tansiyon, çarpıntı ile birlikte nefes darlığı, göğüs ağrısı yapabilmektedir.
Düşük tansiyona tuzlu ayran iyi gelir mi?
Düşük tansiyona tuzlu ayran iyi gelir mi? Evet düşük tansiyona tuzlu ayran, iyi gelebilir. Tuzlu ayran, su, yoğurt ve tuz karışımından oluşan bir içecektir. Tuzlu ayran, sıvı kaybını önlemek, kan hacmini artırmak, kan basıncını yükseltmek, sindirimi kolaylaştırmak, bağışıklığı güçlendirmek gibi faydalar sağlayabilir. Ancak, tuzlu ayran, aşırı tüketildiğinde, başka sağlık sorunlarına neden olabilir. Örneğin, tuzlu ayran, yüksek tansiyon, ödem, böbrek hastalığı, mide rahatsızlığı gibi durumlarda zararlı olabilir. Bu nedenle, tuzlu ayran, doktorunuzun önerdiği miktarda ve sıklıkta içilmelidir.
Düşük Tansiyona Ne İyi Gelir?
Düşük tansiyona ne iyi gelir? Düşük tansiyona iyi gelen şeyler, kişinin sağlık durumuna, tansiyon seviyesine, belirtilerine ve nedenlerine göre değişir. Düşük tansiyona iyi gelen şeyler, genellikle doktorunuzun tavsiyelerine uymak, düzenli kontrole gitmek, ilaç kullanmak, yaşam tarzı değişiklikleri yapmak gibi yöntemlerdir. Düşük tansiyon kolaylıkla kontrol altına alınabilen ve önlenebilen bir hastalıktır. Normal şartlarda herhangi bir hayati tehlikeye neden olmadığı için ufak vakalarda panik yapmamak ve doğru hareket etmek önemlidir.
Düşük tansiyon, tıp literatüründe hipotansiyon olarak adlandırılan bir durumdur. Genellikle kan basıncının normal değerlerin altına düşmesiyle karakterizedir. Normal kan basıncı değerleri 120/80 mmHg olarak kabul edilirken, 90/60 mmHg’nin altında olan değerler düşük tansiyon olarak kabul edilir.
Düşük tansiyonun belirtileri arasında baş dönmesi, baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk, bulanık görme, terleme, bayılma hissi, nefes darlığı ve hızlı veya düzensiz kalp atışları yer alabilir. Düşük tansiyonun birçok farklı nedeni olabilir, bu nedenle belirtileri olan kişilerin bir sağlık uzmanına danışmaları önemlidir.
Genel olarak düşük tansiyona ne iyi gelir? Yapabileceğiniz şeyleri ve kendi kendinize alabileceğiniz önlemleri şöyle sıralayabiliriz:
- Sağlıklı beslenmek, bütün besinlerden yeterli miktarda ve bol çeşitle almak önemlidir. Bu sadece düşük tansiyon değil, çoğu hastalığın da önüne geçmenize yardımcı olacaktır. Yeterli sebze ve meyve ürünleri tüketmek, vitamin ve mineral alımına dikkat etmek, et, süt, tavuk ve deniz ürünlerini yeterli miktarda almak önemlidir.
- Otururken, yatarken veya ayaktayken pozisyon değişikliği yaptığınızda yavaş olmanız gerekir. Vücuda şok etkisi yapacak ve tansiyonunuzu düşürecek hareketlerden uzak durmanız sizi ani hipotansiyon durumundan koruyacaktır.
- Kafein önemli bir tansiyon yükseltici besindir lakin doktor kontrolü olmadan da fazla alınması sağlık için sorunlara yol açabilmektedir. Bu nedenle dikkatli ve dozunda kullanılmalıdır.
- Alkolden uzak durmanız altın kurallardan birisidir. Alkol vücuttaki suyu azaltır ve çeşitli şekillerde bedeninize zarar verir. Bu nedenle bol su içip alkolü hayatınızdan çıkarmanız, size bir taşla iki kuş vurdurtacaktır.
- Otururken ve yatarken bir bacağınızı diğerinin üzerine atmak, yüksek bir yastıkta uyumak, konforlu ve doğru bir pozisyon seçmek gibi çeşitli ufak düzenlemeler sizi düşük tansiyon tehlikesinden koruyabilir.
- Ayaktayken eğer düşük tansiyon durumuyla karşı karşıyaysanız, bedeninizin alt tarafında kalan kanın kalbe yönlendirilmesi amacıyla egzersiz ve hareketler deneyebilirsiniz. Ani hareketlerden kaçınıp, kan dolaşımınızı yavaşça hızlandıracak hareketler size yardımcı olacaktır.
- Karbonhidrat kullanımını azaltmak veya düzenlemek de iyi bir önlemdir. Öğünlerinizde çeşitli karbonhidratlar bulundurmanız ve daha az karbonhidrat tüketmeniz sizin için en iyisi olacaktır. Yemek yerken pirinç, bulgur, patates, mercimek gibi karbonhidratları olabildiğince çeşitli ve az tüketmeniz iyi olacaktır.
- Eğer tuz kullanmanız gerekiyor ama tuz tadını sevmiyorsanız. Çeşitli tatlandırıcılar, soslar ve besinlerle tuz ihtiyacınızı giderebilirsiniz. Buna yemek sosları, baharat karışımları ve sağlıklı atıştırmalıklar örnek verilebilir.
Düşük tansiyonun tedavisi, altta yatan nedenlere bağlı olarak değişebilir. Ancak, genellikle yaşam tarzı değişiklikleri ve birtakım doğal yöntemlerle düşük tansiyonun etkileri hafifletilebilir. İşte düşük tansiyona iyi gelebilecek bazı öneriler:
1. Tuz Tüketimini Arttırın: Tuz, vücuttaki sıvı dengesini sağlamak için önemlidir. Düşük tansiyonu olan kişilerin tuz tüketimini arttırmaları, kan basıncını yükseltebilir.
2. Bol Su İçin: Yeterli miktarda su içmek, vücuttaki sıvı dengesini korumak ve kan basıncını dengelemek için önemlidir. Günde en az 8 bardak su içmeyi hedefleyin.
3. Düzenli Egzersiz Yapın: Düzenli egzersiz yapmak, kan dolaşımını arttırarak kan basıncını yükseltebilir. Yürüyüş, koşu, bisiklet sürme gibi aerobik egzersizler düşük tansiyonun etkilerini azaltabilir.
4. Yüksek Kafein İçeren İçecekler Tüketin: Kafein, geçici olarak kan basıncını yükseltebilir. Ancak, aşırı kafein tüketiminin de olumsuz etkileri olabileceğinden dikkatli olunmalıdır.
5. Düzenli Olarak Ayakta Durun: Uzun süre oturmak veya yatmak, düşük tansiyonu olan kişilerde belirtileri artırabilir. Bu nedenle, düzenli aralıklarla kalkıp hareket etmek faydalı olabilir.
6. Yüksek Karbonhidratlı Yiyecekler Tüketin: Bazı durumlarda düşük kan şekeri, düşük tansiyonun bir belirtisi olabilir. Bu durumda yüksek karbonhidratlı yiyecekler tüketmek kan şekerini dengeleyerek tansiyonu yükseltebilir.
7. Dik Durun: Ani kalkışlar veya uzun süreli dik durmaktan kaçının. Özellikle sabahları yataktan kalkarken yavaşça kalkmak ve ani hareketlerden kaçınmak düşük tansiyonun etkilerini azaltabilir.
Düşük tansiyonun tedavisi ve belirtilerinin hafifletilmesi için bu önerilere ek olarak, herhangi bir sağlık sorunu olduğunda mutlaka bir doktora danışılmalıdır. Doktorunuzun önerdiği tedavi planına uyarak düşük tansiyonun etkilerini en aza indirebilirsiniz.
Düşük Tansiyon İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular
1- Tansiyon düşüklüğü nasıl belli olur?
Vücudun aşırı düzeyde susuz kalması, sağlıksız- dengesiz beslenme, alınan bazı tansiyon, kalp, idrar söktürücü ilaçları, uzun süre hareketsiz kalmak, uzun süre sıcakta kalmak, kalp yetmezliği, damar genişlemeleri de düşük tansiyon neden olur sorusunun yanıtlarından sayılabilir. Ayrıca hamilelikte düşük tansiyon görülebilir. Tansiyonda sınır 120-80 mmHg olarak bilinir. Tansiyonun 140 mmHg üzerine çıkması yüksek tansiyon olarak kabul edilir. Düşük tansiyonda da sınır 90/60 mmHg’dir. Düşük tansiyon belirtileri şu şekilde sıralanabilir: Göz kararması, fenalık hissi, baygınlık hissi veya bayılma, terleme…
2- Ani tansiyon düşmesi neden olur?
Bazı bireylerde düşük tansiyon, özellikle aniden düştüğünde ya da baş dönmesi veya sersemlik, baygınlık (senkop), bulanık görme, bulantı, yorgunluk konsantrasyon eksikliği gibi belirti ve semptomlarla birlikte gerçekleştiğinde altta yatan bir tıbbi soruna işaret eder. Aşırı düşük tansiyon, ya da şok durumu hayatı tehdit edici bir durum olabilir. Bu şok durumunun belirti ve semptomları arasında nemli, soğuk ve soluk bir cilt, hızlı ve kısa nefes alma, zayıf ve hızlı nabız ile özellikle yaşlı bireylerde akıl karışıklığı bulunur. Eğer şok belirtileri varsa acil tıbbi yardım ihtiyaç vardır. Sadece 20 mm Hg’ lik bir değişiklik – örneğin 110 mm Hg sistolik seviyesinden 90 mm Hg sistolik seviyesine ani bir düşüş sonucunda beyin yeterli miktarda kan almadığı için baş dönmesine ve bayılmaya neden olabilir. Kontrolsüz kanama, ciddi enfeksiyonlar veya alerjik reaksiyonlar gibi sebeplerden kaynaklanan büyük bir düşüş, hayatı tehdit edici olabilir. Eğer düzenli yapılan ölçümlerde sürekli düşük tansiyon değerleri varsa, ancak birey kendisini iyi hissediyorsa bu sadece gözlem altında tutulması gereken bir durumdur.
3- Ani tansiyon düşmesi hangi hastalıkların belirtisidir?
Kalp durmadan çalışarak, vücut için gerekli olan temiz kanı, doku ve organlara gönderir; oksijen seviyesi azalan kirli kanı geri toplayarak da tüm vücudun beslenmesini sağlar. Kalp kasının sürekli olarak kasılıp gevşemesiyle gerçekleşen bu durum, dolaşım sistemi aracılığıyla gerçekleştirilir. Kalp her kasıldığında, kapakçıklar açılarak kan, atardamarlara ve buradan da çatallanarak tüm damarlara gönderilir. Bu sırada kan damarlarında basınç oluşur. Bu basınç, tıp dilinde sistolik basınç ya da farklı bir deyişle yüksek tansiyon olarak tanımlanır. Kalp kasının gevşemesiyle damarların üzerindeki basınç düzeyi azalır. Genişlemiş olan damarlar, kana basınç uygulayarak kan akımını devam ettirir. Ancak bu süre boyunca da kan damarlarında hala bir miktar basınç bulunur. Bu basınç ise küçük tansiyon ya da tıp dilindeki adıyla diyastolik basınç olarak adlandırılır. Tansiyon ölçümü sfigmomanometre olarak tanımlanan alet ile mm Hg cinsinden ölçülür. Tansiyon ölçümü sırasındaki koşullar kan basıncını önemli ölçüde etkilediğinden ölçüm, 5 dakikalık istirahat sonrasında yapılmalıdır. Yemek ve egzersiz sonrası tansiyon ölçümü normalden düşük, kahve tüketimi ya da sigara kullanımından sonra ise normalden yüksek sonuç verebilir. Bu yüzden tansiyon ölçümünden önceki yarım saat boyunca kişinin bu eylemlerden uzak kalması gerekir.
4- Tansiyon düşerse ne yemeli?
Hipotansiyonu olan kişiler beslenme listesinde yapacakları değişimler ile kan basınçlarını yükseltebilir. ‘Düşük tansiyonu yükseltmek için ne yemeli?’ sorusuna çok farklı yiyeceklerle cevap verilebilir. Kan basıncını artırmak için:
Tuzlu gıdalar: Tuz içeriği yüksek besinler kan basıncını artırır. Tuzlu ayran, turşu, zeytin, tuzlu peynir gibi gıdaların tüketilmesi düşük tansiyonun yükselmesini sağlar.
Yeterli sıvı tüketimi: Vücudun gün içerisinde kaybettiği sıvının yerine konulması için kaybedilen sıvı kadar ya da daha fazla içeceğin tüketilmesi gerekir. Yeterli sıvı tüketimi için önerilen içecekler su, soda, ayran gibi sağlıklı alternatiflerdir.
Meyve: Meyveler, sıvı içeriği yüksek gıdalardır. Bu sayede meyve tüketimi dehidratasyon oluşumunu engelleyerek kan basıncın düşmesini önler.
Kafein: Kafein, kalp hızını artırarak kan basıncında geçici bir yükselmeye sebep olan maddedir. Kafein içeriği yüksek çay, kahve gibi içeceklerin tüketimi kan basıncında artışa yol açar.
5- Düşük tansiyona ne iyi gelir?
Düşük tansiyona iyi gelen evde uygulayabileceğiniz bazı doğal ve bitkisel yöntemlerle de tansiyonunuzu dengelemeye yardımcı olabilirsiniz. Düşük tansiyona iyi gelen bazı yiyecekler ve öneriler:
Havuç suyu: Havuç, içindeki bol potasyum sayesinde kan basıncını dengeler. Günde bir bardak havuç suyu içmek düşük tansiyonunuzu yükseltmeye yardımcı olabilir.
Tuzlu ayran: Tuz, kan hacmini artırarak tansiyonu yükseltir. Tuzlu ayran içmek hem sıvı hem de tuz almanızı sağlar. Ancak tuz tüketimini abartmamak gerekir.
Kafeinli içecekler: Kahve, çay, kola gibi kafeinli içecekler, kan damarlarını daraltarak tansiyonu yükseltir. Ancak bu etki geçicidir ve kafein alışkanlık yapabilir. Bu yüzden kafeinli içecekleri ölçülü tüketmek gerekir.
Zencefil: Zencefil, kan dolaşımını hızlandırarak tansiyonu yükseltir. Zencefili çay olarak demleyebilir veya yemeklere ekleyebilirsiniz.
Rezene: Rezene, kan basıncını düzenleyen bir bitkidir. Rezene çayı içmek veya rezene tohumu çiğnemek düşük tansiyonunuzu yükseltmeye yardımcı olabilir.
Su: Su, vücudun en önemli ihtiyacıdır. Yeterli su içmek kan hacmini artırır ve tansiyonu dengeler. Günde en az 2 litre su içmeye özen gösterin.
Düzenli egzersiz: Egzersiz yapmak kan dolaşımını hızlandırır ve kalp sağlığını korur. Düzenli egzersiz yapmak düşük tansiyonunuzu yükseltmeye ve önlemeye yardımcı olabilir.
Sağlıklı beslenme: Düşük tansiyonunuzu yükseltmek için sağlıklı ve dengeli beslenmeniz gerekir. Vitamin ve mineral açısından zengin, lifli ve proteinli gıdalar tüketin. Aşırı yağlı, şekerli ve işlenmiş gıdalardan uzak durun.
Küçük ve sık öğünler: Büyük ve ağır öğünler tansiyonunuzu düşürebilir. Bu yüzden küçük ve sık öğünler halinde yemek yiyin. Öğün aralarında atıştırmalıklar tüketin.
Yavaş kalkın: Ani hareketler tansiyonunuzu düşürebilir. Bu yüzden yataktan veya sandalyeden kalkarken yavaş ve dikkatli olun. Önce oturun, birkaç dakika bekleyin ve sonra yavaşça ayağa kalkın.