“Metabolik sendrom nedir?”, “Metabolik sendrom neden oluşur?”, “Metabolik sendrom nasıl anlaşılır?”, “Metabolik sendrom nasıl tedavi edilir?” ve “Metabolik sendrom nasıl engellenir?” sorularının yanıtlarını yazımızda bulabilirsiniz.
Metabolik sendrom birlikte ortaya çıkan; tip 2 diyabet, felç ve kalp hastalıkları riskini arttıran bir küme hastalık bütünü olarak tanımlanır.
Yüksek tansiyon, yüksek kan şekeri, bel çevresinde aşırı yağ birikimi, anormal kolesterol ve trigliserit seviyeleri ile karakterizedir. Dünya genelinde her dört yetişkinden birinde olduğu düşünülen metabolik sendrom obezite ve hareketsiz yaşam ile görülme riski artan çok tehlikeli bir sağlık sorunudur.
Aşağıdaki sağlık sorunlarından minimum 3 tanesini yaşayan kişilerin metabolik sendromu olduğu kabul edilir:
- Abdominal obezitesi bulunan yani karın bölgesi genişliği fazla olan,
- Trigliserit düzeyi 150 ve üzerinde olan
- İyi kolesterol (HDL) değeri 40’ın altında bulunup erkek; 50’nin altında bulunup kadın olan,
- Kan basıncı 130 / 85 ve üzerinde olan,
- Açlık kan şekeri 110 ve üzerinde olan.
Az önce saydığımız tüm bu hastalık kriterleri ile kalp hastalıkları, diyabet ve felç riski arasında doğrusal bir bağlantı bulunmaktadır. Bu nedenle risk altında olan bireylerin kan değerlerini bilmesi büyük bir önem taşır.
Obezite hem abdominal yağ birikimini arttırması hem de yol açtığı yandaş hastalıklarla metabolik sendrom için çok önemli bir risk faktörü olarak kabul edilir.
Metabolik sendrom yalnızca obezite hastalarında oluşacak diye de bir genelleme yapılamaz. Hafif kilosu olan ancak karın bölgesinde yağ oranı fazla olan, kan değerleri ideal seviyelerin yukarısında ya da altında olan kişiler de metabolik sendrom hakkında bilgi sahibi olmalıdır.
Yazımızın şimdiye kadarki kısmında metabolik sendrom hakkında kısaca bilgi aktardık. Şimdi bu sağlık sorunu daha detaylı ele alacağız.
Yazı İçeriği
Metabolik Sendrom Nedir?
Metabolik sendrom; kalp hastalıkları, felç ve tip 2 diyabet riskini arttıran yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, açlık kan şekeri yüksekliği ve abdominal obezite gibi sistemik hastalıkların en az üç tanesinin aynı anda kişinin sağlığını tehdit etmesiyle tetiklenen bir sağlık problemi olarak açıklanabilir.
Bu açıdan yaklaşıldığında “metabolik sendrom nedir?” sorusuna tek bir hastalık perspektifinden bakmak doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Çünkü metabolik sendrom başlı başına bir hastalık olmaktan ziyade birçok hastalığın eş zamanlı görülmesi ile meydana çıkan bir durumdur.
Metabolik sendrom kalp ve damar hastalıkları ile birlikte şeker hastalığı riskini de arttırmaktadır. Kalp krizi, kalp yetmezliği, kalpte ritim bozuklukları, inme ve ani ölüm gibi tehlikeli sonuçlara neden olabilmektedir. Yapılan bilimsel araştırmalar metabolik sendromun kalp hastalığı riskini 2 kat, şeker hastalığı riskini ise 5 kat arttırdığını ortaya koymaktadır.
Metabolik Sendrom Nedenleri
Uzmanlar metabolik sendromun tam olarak neden geliştiği konusunda kesin bir görüş birliğine sahip değildir. Birçok risk faktörünün etkisiyle, bu risk faktörlerinden yazımızın ilerleyen kısımlarında bahsedeceğiz, bu sağlık problemine yol açtığı görüşü hakimiyetini korumaktadır.
Metabolik sendrom nedenleri şu şekilde sıralanabilir:
- İnsülin Direnci: Vücudun tüketilen besinlerden elde ettiği basit bir şeker olan glikozun vücut tarafından kullanılmasını sağlayan hormon “insülin” olarak adlandırılır. İnsülin direnci olan hastalarda insülin doğru şekilde görevini yapamaz ve bu nedenle kişinin kanındaki şeker oranı giderek artar. Bu durumun sürekliliği diyabet hastalığının oluşumunu tetikler. İnsülin direnci ile bel bölgesinde aşırı yağ birikiminin doğrusal bir ilişkisi vardır.
- Obezite: Uzmanlar özellikle abdominal obezite konusunda dikkatli olunmasını öneriyor. Abdominal obezite kişilerde metabolik sendrom oluşmasına neden olabiliyor. Bel bölgesinde yağ birikimi vücudun diğer bölgelerinde yağ birikimine kıyasla daha ciddi bir sağlık tehdidi olarak sınıflandırılıyor.
- Sağlıksız Yaşam: Sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam hem obezitenin hem de metabolik sendromun en önemli risk faktörleri arasında yer alıyor. İşlenmiş gıdalar tüketen, çok yağlı ve şekerli beslenen kişiler bir de hareketsiz yaşam tarzı benimsediklerinde obezite başta olmak üzere çeşitli hastalıkların oluşma riskini arttırıyor. Sigara kullanımının da sağlığa genel bir zarar verdiğinin unutulmaması gerekiyor.
- Hormonal Faktörler: Metabolik sendrom oluşumunda hormonal faktörlerin de etkisinin olduğu düşünülüyor. Örneğin kadın kaynaklı kısırlık riskini arttıran en önemli sağlık sorunlarından biri olarak kabul edilen polikistik over sendromunun hormonal problemlerle ve metabolik sendrom ile ilişkili olduğu biliniyor.
Metabolik Sendrom Belirtileri Nelerdir?
- Erkeklerde 90-94 cm veya daha fazla bel çevresi varsa,
- Kadınlarda bel çevresi 80 cm veya daha fazla ise,
- Kanınızdaki yüksek trigliserit seviyeleri (kandaki yağ) ve düşük HDL seviyeleri (iyi kolesterol), bu da ateroskleroza (damarların kolesterol gibi yağlı maddelerle tıkanması) yol açabilir.
- Sürekli olarak 140/90 mmHg veya daha yüksek olan yüksek tansiyon varsa,
- Kan şekeri seviyelerini kontrol edememe (insülin direnci) durumu,
- Kan pıhtıları geliştirme riskinde artış,
- Vücut dokusunda tahriş ve şişlik geliştirme eğilimi.
Metabolik sendrom, çoğu laboratuvar çalışmasıyla belirlenmesi gereken semptomlardan oluştuğundan, bu durum bir bireyin bir sağlıkçı yardımı olmadan değerlendirebileceği bir durum değildir.
Bununla birlikte, geniş bir bel çevreniz varsa ve sağlık uzmanınız tarafından yüksek trigliserit, yüksek kan şekeri veya yüksek tansiyon gibi başka bir rahatsızlığınız olduğu söylendiyse, bu takdirde sağlık uzmanınızla görüşmeniz gerekecektir.
Metabolik sendrom için en önemli tedavi, sağlıklı bir yaşam tarzıdır. Bunun yanı sıra beslenmenizi yediğiniz doymuş ve trans yağ miktarını sınırlayan, kalp dostu bir beslenme planı hazırlamanız gerekecektir.
Meyveler, sebzeler, kepekli tahıllar ve yağsız etler dahil olmak üzere çeşitli besleyici gıdalar almanız tedavi için daha isabetli olacaktır.
Metabolik Sendrom Risk Faktörleri
Amerikan Kalp Derneği ve Ulusal Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsü’ne göre, metabolik sendromu oluşturan beş risk faktörü bulunuyor:
- Bel Çevresi Genişliği: Bel çevresi 101,6 cm’den geniş olan erkeklerde ve bel çevresi 88,9 cm’den fazla olan kadınlar risk grubunda değerlendiriliyor.
- Yüksek Trigiliserit Düzeyi: Kolesterol ilacı kullanmasına rağmen kandaki trigliserit düzeyi 150 veya üzerinde olan kişiler risk grubunda değerlendiriliyor.
- İyi Kolesterol Düzeyi Düşüklüğü: Kandaki iyi kolesterol yani HDL düzeyi kolesterol ilacı kullanmasına rağmen 40 mg/dL’den düşük olan erkekler, 50 mg/dL’den düşük olan kadınlar risk grubunda değerlendiriliyor.
- Kan Basıncı Yüksekliği: Yüksek tansiyon için ilaç kullanmasına rağmen kan basıncı 130/85 mm Hg ve üzerinde olanlar metabolik sendrom risk grubunda değerlendiriliyor.
- Açık Kan Şekeri Yüksekliği: Açlık kan şekeri 110 mg/dL üzerinde olanlar risk grubunda değerlendiriliyor.
Bu risk faktörlerinin kesinlikle doğru yorumlanması gerekiyor. Tek bir kan değeri belirtilen seviyelerde olduğunda kişide metabolik sendrom varlığından söz edilemiyor. Bu 5 risk faktörünün 3’ünün eş zamanlı görülmesi ise metabolik sendrom varlığını doğruluyor.
Tüm bu faktörlere ek olarak kişinin yaşının, ailesinde metabolik sendrom öyküsünün bulunup bulunmadığının, yeterince egzersiz yapıp yapmadığının ve polikistik over sendromu teşhisi konulup konulmadığının da metabolik sendrom değerlendirmesinde dikkate alınması gerekiyor.
Metabolik Sendrom Nasıl Anlaşılır? Metabolik Sendrom Nasıl Teşhis Edilir?
Metabolik sendrom teşhisi konulması için doktorların hastalara çeşitli testler yapması gerekir. Yapılan testler sonucunda metabolik sendromu risk faktörlerinden en az 3 tanesi bulunursa metabolik teşhisi konulabilir.
Bunun için hastanın bel çevresi uzunluğu ölçülür, açlık kan şekeri ölçülür, kolesterol seviyeleri belirlenir, tansiyon varlığı sorgulanır ve kanındaki trigliserit oranı öğrenilir.
Metabolik Sendrom Hangi Komplikasyonlara Yol Açar?
Metabolik sendrom genellikle ciddi ve kronik komplikasyonların oluşmasına neden olur.
- Kalp damarlarında sertleşme,
- Diyabet,
- Kalp krizi,
- Böbrek hastalıkları,
- Felç,
- Alkolden kaynaklanmayan karaciğer yağlanması,
- Periferik arter hastalığı,
- Kalp Krizi,
- Ölüm.
Metabolik sendroma bağlı olarak diyabet gelişmesi halinde ise göz sinirlerinde hasar, nöropati, böbrek hastalıkları ve uzuvların ampütasyonu gündeme gelebilir.
Metabolik Sendrom Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Metabolik sendrom olarak adlandırdığımız durum, kişinin hayat kalitesi azaltmanın, sağlık durumunu kötüleştirmenin ve çeşitli hastalıklara açık hale gelmesinin yanı sıra ölümlere de neden olabilmektedir. Bu nedenle metabolik sendrom ciddiye alınmalı ve kişiye özel planlanan tedavi süreçlerine uyum sağlanmalıdır.
Metabolik Sendrom Nasıl Tedavi Edilir?
Metabolik sendrom teşhisi konulan kişilerin tedavisinde temel öncelik, kişide oluşması muhtemel komplikasyonların risklerinin azaltılmasıdır. Bu nedenle öncelikle kişide metabolik sendrom oluşumuna yol açan faktörlerin belirlenmesi gerekir.
Gerektiğinde yaşam tarzı değişiklikleri yapılması ve sağlıklı beslenme düzenine geçilmesi gerekir. Kişinin ağırlığının %7 si ila %10’luk bir kısmını verebilmesi çok önemlidir.
Beslenme değişimine ek olarak yine sağlık durumu doğrultusunda her gün minimum 30 dakika spor yapılmalıdır. Eş zamanlı olarak hem neden olduğu sağlık risklerini azaltmak hem de fiziksel performans kapasitesini arttırmak için sigaranın da bırakılması gerekir.
Sevgili hastalarım, metabolik sendrom tedavisi kapsamında bu sağlık sorununa neden olan risk faktörlerinin ortadan kaldırılması amaçlanır. Yaşam tarzının değiştirilmesi, kan değerlerinin düzeltilmesi, tansiyon sorununun giderilmesi ve kişinin abdominal obezitesinin sonlandırılması tedavinin temel basamaklarıdır.
Kişi kendi çabasıyla kilo veremediği takdirde metabolik sendrom tehlikesinin giderilmesi için obezite cerrahileri gündeme gelebilir. Bu aşamada hastaya hangi obezite cerrahisi türünün uygulanacağı yapılan kapsamlı muayeneler ve testler sonucunda belirlenir.
Mide botoksu, mide balonu, tüp mide ve gastrik bypass ameliyatları sonrası hasta kilo verdiğinde kan değerlerinde de bir iyileşme elde edileceği için metabolik sendrom riski minimize edilmiş olur.
Metabolik Sendrom Nasıl Engellenir?
Metabolik sendrom oluşumu ile kişinin yaşam tarzı tercihleri arasında çok sıkı bir bağ bulunur. Dolayısıyla hayatı riske atan bu durumun oluşup oluşmaması hastaların tercihlerine bağlıdır. Siz de görülme sıklığı giderek artan metabolik sendromdan korunmak için şu altın değerindeki kurallara uymalısınız:
- Bel çevresi genişliğinizi kontrol altında tutmalısınız. Abdominal obezite metabolik sendrom için en önemli risk faktörleri arasında yer alır. Bel çevresi genişliğiniz risk altında olduğunuza işaret ediyorsa kilo vermek için kalori alımını kısıtlamanızı öneriyorum. Aynı zamanda sağlık durumunuza uygun bir egzersiz programı da uygulamanın faydasını yaşarsınız.
- Sağlıklı beslenmelisiniz. Özellikle meyve, sebze ve tam tahıl içeren gıdaları beslenme düzeninize eklemelisiniz. Düzenli egzersiz yapar ve sağlıklı beslenirseniz yüksek tansiyon, şeker ve kolesterol düzeylerinizi sağlıklı aralıkta tutabilirsiniz.
- Metabolik sendromu önlemek için dönemsel olarak kan değerlerinizi ve genel sağlık durumunuzu öğrenmelisiniz. Yapılan tetkikler sonucunda uzmanlar metabolik sendrom oluşumu risk faktörlerine sahip olup olmadığınız konusunda sizi bilgilendirir ve gerekli önlemleri erken dönemde alabilir.
- Sigara kullanıyorsanız bırakın. Sigara yol açtığı sayısız sağlık sorununa ek olarak kalp ve damar sağlığını da tehdit eden bir alışkanlıktır.
Kaynak:
https://www.heart.org/en/health-topics/metabolic-syndrome/about-metabolic-syndrome