‘Obezite cerrahisi kimlere uygulanır?’ sorusunun yanıtı hayırdır çünkü her kilolu olan obez, her obez de obezite cerrahisine uygun değildir. Obez olup olmadığını Vücut Kitle İndeksi ile hesaplanır.
VKI oranının 30’un üzerinde olanlar obez, 40’ın üzerinde olanlar morbid obez olarak tanımlanır. Obezite cerrahisinin belirli prosedürleri vardır. Eğer bu prosedürlere uygunsanız siz de ameliyat olabilirsiniz.
Normalde obezite cerrahisi olma yaşı 18-56 arasında iken, yaş sınırı 12’ye düşürülmüştür. Elbette çocuk obezlerde ameliyat çok ciddi bir boyutta olmadığı sürece önerilmez. 60 yaşın üzerindeki kişiler de ise kişinin sahip olduğu diğer sağlık problemeler göz önüne alınarak yapılır.
Kişinin ameliyat olmadan önce diyet ve spor yollu ile kilo vermeyi denemiş ve başarısız olmuş olması gerekir. Yine obezitenin kaynaklı hipertansiyon, tip2 diyabet, kardiyovasküler gibi hastalıkların kendisinde mevcut olan kişiler ameliyat olmaya uygundur.
Kişinin ameliyat olabilmesi için herhangi bir şekilde alkol ve uyuşturucu bağımlılığının olmaması istenir. İleri safhada kanser hastaları, portal hipertansiyon hastaları, kronik psikolojik sorunları olanlar ve son olarak hamilelik sürecindeki bireyler, ameliyata uygun değildir.
Obezite cerrahisi, ameliyat ve ameliyat sonrası olarak iki evreye ayrılan bir tedavi sürecidir. Tedavi sürecinin büyük kısmını ameliyat sonrası oluşturduğu için kişinin psikolojik olarak buna uygun olup olmadığı tespit edilmeden cerrahi işlem yapılmaz.
Obezite Cerrahisi Seçenekleri Nelerdir
Cerrahi işleme uygun görülen obezite hastaları, doktorlarının uygun gördüğü ve kendilerinin tercih edebileceği obezite cerrahisi seçenekleri vardır. Peki, obezite cerrahisi seçenekleri nelerdir? Bunlar;
- Tüp Mide Ameliyatı (Slevee Gastrektomi)
Tüp mide ameliyatı, Obezite cerrahisinde en çok tercih ameliyattır. Hastaya genel anestezi yapıldıktan sonra midesinin yaklaşık %80’ini alınır. Bu oran, hastadan hastaya değişikli gösterir. Midenin yeni şekli tüpe benzediği için ameliyata tüp mide ameliyatı denmiştir.
Ameliyat esnasında Ghrelin hormonunun salınımını engellemek için fundus adı verilen bölgenin tamamı alınır. ‘Açlık hormonu’ olarak da bilinen Ghrelin hormonu, yemek yedikten sonra size doyma hissi sağlar.
Tüp mide ameliyatı sonrası hasta 48 saat hastane gözetimi altında olur. Ameliyat yaklaşık 1 saat sürer. İlk 24 saat herhangi bir şey tüketilmez. Midede herhangi bir kaçak olup olmadığını tespit etmek için çeşitli tetkikler yapılır. Hasta için asıl önemli olan süreç, ameliyat sonrasında başlar.
İlk 15 günü sıvı diyet dönemine, sonra püre diyet dönemine ve daha sonra katı diyet dönemine başlar. Beslenme düzeni, diyetisyen eşliğinde hazırlanır. Hastanın verilen talimatlara özenle uyması beklenir.
Hastadan hastaya değişmekle beraber hasta, kiloların neredeyse %80’inini 1 yıllık süre içerisinde verir. Kiloları tekrar almamak için dengeli ve sağlıklı beslenmenin yanı sıra düzenli egzersiz yapmaya özen göstermelidir.
- Mide Balonu
Kilo vermek için uygulanan en basit yöntemlerden biri mide balonu uygulamasıdır. Ameliyat olması riskli süper obez ve ameliyat olmayı tercih etmeyen kişilere uygundur.
Hastaya anestezi verilir. Yaklaşık 15-20 dk. bir süre içerisinde midesine bir balon yerleştirilir. Balon midede yer kalmayacağı için hastanın yemek yiyemeyip zayıflaması hedeflenir. Balon 6 ay-1 yıl gibi bir süre zarfı sonrasında çıkartılmalıdır. Çıkartılma işlemi yaklaşık 5 dk. süren basit bir işlemdir.
Hasta, mide balonu sayesinde 2-3 ayda 7-8 kilo kadar verebilirler. Kiloları tekrar almamak için beslenme düzenlerine dikkat etmeleri gerekir.
- Duodenal Switch
Duodenal Switch, Vücut Kitle İndeksi (VKI) 5kg/m2 olan hastalarda uygulanabilen bir ameliyattır. Tüp mide ameliyatına göre daha zor ve karmaşıktır.
Hastaya ilk önce tüp mide ameliyatı yapılır. Daha sonra yiyeceklerin emilimini azaltarak kalorilerini düşürmek için ince bağırsağın alt kısmında direkt kolana gitmeleri sağlanır. Böylece hasta, hem midesi küçüldüğü için çabuk doyar hem de alacağı besinlerin hepsi emilmeyeceğinden daha az kalori alır.
Ameliyatı sonrası birçok komplikasyon oluşma riski olduğunda pek tercih edilmeyen bir ameliyattır. Hastanın kan değerleri yetersiz vitamin ve minarel alımından kaynaklı düşebilir. Beslenme düzeni, uzman diyetisyenler ve doktor eşliğinde çok titiz bir şekilde hazırlanmalı ve uygulanmalıdır.
Duodenal Switch, doğrudan metabolizmayı etkilediğinden kilo kaybı, çok daha hızlı bir şekilde ve büyük oranda gerçekleşir. Bu ameliyatı iki aşamalı olarak olabileceğiniz gibi tek bir ameliyatta da olabilirsiniz.
- Gastrik By-Pass
Gastrik By-Pass, en yaygın bariatrik cerrahi ameliyatlarından biridir. Bu ameliyatta amaç, hastanın aldığı besinlerin bağırsaktaki emilimini azaltarak daha az kalori üretmesini sağlamak. Böylece hasta çok yese bile yedikleri kaloriye dönüşmeyeceği için kilo alımı azalmış olur.
Ameliyat şu şekilde yapılır; öncellikle karın bölgesinden kesikler açılır ve mide iki parçaya ayrılır. Diğer obezite cerrahi operasyonlarında olduğu gibi çoğunlukla laparoskopik yöntem kullanılır. Midenin büyük olan kısmına bypass işlemi uygulanır. Ortaya çıkan yeni küçük mide doğrudan bağırsaklara bağlanarak dikilir.
Ameliyat sonrasında hem mide küçültmüş hem de bağırsakların bir kısmı devreden çıkartıldığı için besin emilimi azalmış olur.
- Mini Gastrik By-Pass
Gastrik By-Pass ameliyatının daha kolay uygulanan bir versiyonudur. Hastanede kalış süreniz daha azdır. Ameliyat daha kısa sürer ve yapılan işlemler azdır. Maliyeti diğer cerrahi operasyonlara nazaran daha düşüktür. Karından herhangi bir kesik işlemi yapılmaz. Sadece kapalı yöntem kullanılır.
Mini Gastrik By-Pass ameliyatı, obezite kaynaklı Tip2 diyabet, hipertansiyon, hiperlipidemi dibi ciddi hastalıkların tedavisini beraberinde getirir. Gastrik By-Pass ameliyatında olduğu gibi yine küçük bir mide oluşturulur.
Midenin geri kalan kısmı çıkartılmaz işlevini gerçekleştirmeye devam eder. Küçük mideden bağırsağın ilk iki metresi atlanarak bağlantı oluşturulur. Böylece besinlerin emilimi azalır.