Gizli şeker hastalığı belirtileri nelerdir? Gizli şeker belirtileri nelerdir? Gizli şeker hastalığının belirtileri nasıl anlaşılır? Gizli şeker nedir? Gizli şeker nasıl anlaşılır? Gizli şeker tehlikeli mi? Gizli şeker hastalığı rapor oranı nedir? Gizli şeker hastalığı testi nasıl yapılır? Gizli şekerin sebepleri nelerdir? Gizli şeker hastalığı nasıl geçer? Gizli şeker hastalığı nedir? Şeker hastalığının başlangıç dönemi olarak nitelendirilen gizli şeker hastalığı engellenebilir bir problemdir. Gizli şekerin engellenebilmesi için bir an önce teşhis edilmelidir. Teşhisin ardından tedavi aşamasına geçilir. Tedavi edilmediği takdirde gizli şeker hastalığı yerini bilinen şeker hastalığına bırakmaktadır.
Pre-Diyabet olarak adlandırılan bu hastalığın ülkemizdeki görülme olasılığı her yüz kişide 36 seviyesindedir. Bu da ülkemizdeki her üç kişiden birinin gizli şeker hastalığı olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
Bu sonuçlar araştırmalarla sabitlenmiş olup uzun dönemde tedavi edilmeyen gizli şekerin normal diyabet hastalığına dönüşme olasılığı ise oldukça yüksektir.
Pre-Diyabet Nedir?
Gizli şeker hastalığındaki bireylerin kan tetkiklerinde yer alan kan şekeri seviyeleri sağlıklı bireylere göre daha yüksek çıkar. Lakin şeker hastalığının teşhis ve tanısının konulabilmesi için gereken seviye kadar da yüksek değildir. Bu da gizli şekerin tanısının konmasını zorlaştırmaktadır.
Şeker hastalığının hemen öncesinde görülen bu süreçteki glikoz değerleri Tip 2 şeker hastalığına geçiş evresi olarak tanımlanmaktadır. Bir diğer tanımı ise bozulmuş glikoz regülasyonudur. Gizli şeker hastalarının tanısı konmaz ve tedavi edilmezse en geç 10 yıl içerisinde Tip 2 diyabet tanısına ulaşmaktadır.
Gizli şeker her üç kişiden birinde, normal şeker hastalığı ise her yedi kişiden birinde görülmektedir. Gizli şekerin diyabete dönüşmemesi için en kısa sürede tanısı konmalı ve tedbirler alınmalıdır.
İlk tedbirler gizli şekerin seviyesine göre yapılır. Şeker seviyesi normal şeker hastalığının düzeylerinden çok düşük ise uygun diyetlerle kontrol altına alınabilir. Daha yüksek oranlarda seyreden pre-diyabet içinse diyet ve ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Gizli şeker hastalığına sahip olan bireylerin insülin kullanmasına ihtiyaç yoktur.
Gizli Şeker Nedir?
Gizli şeker, yaygın olarak bilinen adıyla gizli şeker hastalığı veya tıp literatüründe kullanılan adıyla tip 2 diyabet, vücudun insülin hormonunu etkili bir şekilde kullanamadığı bir metabolik bozukluktur. Bu durumda, vücut normalde glikozu hücrelere taşıyan insülin hormonunu yeterince üretemez veya kullanamaz. Sonuç olarak kan dolaşımında yüksek seviyelerde glikoz birikir.
Gizli şeker genellikle semptom göstermeyen bir durumdur ve genellikle rutin kan testleri sırasında tesadüfen tespit edilir. Ancak, tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu komplikasyonlar arasında kalp hastalığı, böbrek hastalığı, göz problemleri, sinir hasarı ve diğer sağlık sorunları bulunmaktadır.
Gizli şeker genellikle yaşam tarzı faktörleriyle ilişkilidir, özellikle obezite, hareketsiz bir yaşam tarzı ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları gibi faktörler gizli şeker riskini artırabilir. Ayrıca genetik yatkınlık da gizli şekerin gelişme riskini artırabilir.
Gizli şekerin yönetimi genellikle yaşam tarzı değişiklikleri, beslenme düzeni, egzersiz alışkanlıkları ve kilo kontrolü üzerine odaklanır. Bazı durumlarda ilaç tedavisi de gerekebilir. Erken teşhis ve uygun tedavi ile gizli şekerin ilerlemesi engellenebilir ve komplikasyon riski azaltılabilir.
Gizli şeker ciddi bir sağlık sorunudur ve erken teşhis ve uygun tedavi ile yönetilmesi önemlidir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, düzenli egzersiz yapmak ve dengeli beslenmek gizli şeker riskini azaltabilir ve genel sağlık durumunu iyileştirebilir. Ayrıca düzenli olarak doktor kontrolü yapmak ve kan şekeri seviyelerini izlemek de gizli şekerin erken teşhisi için önemlidir.
Gizli Şeker Hastalığı Nedir?
Gizli şeker hastalığı nedir? Gizli şeker hastalığı, tıp literatüründe “prediyabet” olarak adlandırılan bir durumdur. Bu durumda, kişinin kan şekeri seviyesi normalden yüksek olsa da tip 2 diyabet tanısı konulmamıştır. Prediyabet, genellikle insülin direnci ve vücudun kan şekerini düzenleme yeteneğindeki bozulmalarla ilişkilidir.
Gizli şeker hastalığının belirtileri genellikle belirsizdir ve kişi fark etmeyebilir. Ancak, yüksek kan şekeri seviyeleri zamanla ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, gizli şeker hastalığının erken teşhisi ve tedavisi önemlidir.
Gizli şeker hastalığının risk faktörleri arasında obezite, hareketsiz bir yaşam tarzı, genetik yatkınlık, yaşlanma ve kötü beslenme alışkanlıkları bulunmaktadır. Ayrıca, polikistik over sendromu, uyku apnesi ve karaciğer yağlanması gibi durumlar da gizli şeker hastalığının riskini artırabilir.
Gizli şeker hastalığının teşhisi genellikle bir kan testi ile konulur. Genellikle açlık kan şekeri testi veya glukoz tolerans testi kullanılarak gizli şeker hastalığının varlığı tespit edilir.
Gizli şeker hastalığının tedavisi genellikle yaşam tarzı değişikliklerini içerir. Bu değişiklikler arasında düzenli egzersiz yapmak, kilo vermek, dengeli bir diyet uygulamak ve sigarayı bırakmak bulunabilir. Bazı durumlarda, ilaç tedavisi de önerilebilir.
Gizli şeker hastalığının tedavi edilmemesi durumunda, ilerleyen dönemde tip 2 diyabet gelişme riski artar. Ayrıca, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları, göz problemleri ve sinir hasarı gibi komplikasyonlar da gelişebilir.
Gizli şeker hastalığı ciddi bir durumdur ve erken teşhis ve tedavi önemlidir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek ve düzenli doktor kontrolü yaparak gizli şeker hastalığının ilerlemesini engellemek mümkündür.
Gizli Şeker Belirtileri Nelerdir?
Gizli şeker belirtileri nelerdir? Gizli şeker, diyabetin öncüsü olarak kabul edilir ve tedavi edilmezse tip 2 diyabete yol açabilir. Gizli şekerin belirtileri şunlardır:
• Vücut ağırlığında artış, obezite
• Sık açlık hissi ve çok yemek yeme ihtiyacı
• Yüksek kan basıncı
• Ani sinir, öfke atakları
• Kolesterol seviyesinde yükselme
• Halsizlik, yorgunluk, odaklanma zorluğu
• Susuzluk, ağız kuruluğu, sık idrara çıkma
• Bulanık görme, gözde kanama, görme kaybı
• Yaralarda geç iyileşme, enfeksiyonlara yatkınlık
• Ciltte koyulaşma, renk değişikliği, kaşıntı
Gizli şekerin nedenleri arasında genetik yatkınlık, yaş, kilo fazlalığı, hareketsizlik, beslenme alışkanlıkları, gebelik, polikistik over sendromu, hipertansiyon, metabolik sendrom gibi faktörler sayılabilir. Gizli şekerin teşhisi için açlık kan şekeri, tokluk kan şekeri ve oral glukoz tolerans testi gibi testler yapılabilir. Gizli şekerin tedavisi için ise yaşam tarzı değişiklikleri, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, kilo kontrolü, ilaç tedavisi ve doktor takibi önemlidir. Gizli şeker, erken teşhis ve tedavi ile geri döndürülebilir ve diyabetin önüne geçilebilir bir durumdur.
Gizli Şeker Nasıl Anlaşılır?
Gizli şeker nasıl anlaşılır? Gizli şekerin anlaşılması için kan şekeri testleri yapılması gerekir. Bu testler şunlardır:
Açlık kan şekeri: En az 8 saat aç kaldıktan sonra alınan kan örneğinde kan şekerinin ölçülmesidir. Normal değer 100 mg/dL’nin altında, gizli şeker değeri 100-125 mg/dL arasında, diyabet değeri 126 mg/dL’nin üzerindedir.
Tokluk kan şekeri: Yemekten 2 saat sonra alınan kan örneğinde kan şekerinin ölçülmesidir. Normal değer 140 mg/dL’nin altında, gizli şeker değeri 140-199 mg/dL arasında, diyabet değeri 200 mg/dL’nin üzerindedir.
Oral glukoz tolerans testi: Açlık kan şekeri ölçüldükten sonra 75 gram glukoz içeren bir sıvı içirilir ve 2 saat sonra kan şekerinin tekrar ölçülmesidir. Normal değer 140 mg/dL’nin altında, gizli şeker değeri 140-199 mg/dL arasında, diyabet değeri 200 mg/dL’nin üzerindedir.
HbA1c: Kırmızı kan hücrelerinin ömrü boyunca kan şekerine maruz kaldıkları oranı gösteren bir testtir. Normal değer %5.7’nin altında, gizli şeker değeri %5.7-%6.4 arasında, diyabet değeri %6.5’in üzerindedir.
Gizli şekerin belirtileri genellikle fark edilmez veya diyabet belirtileri ile karıştırılabilir. Bu belirtiler şunlardır:
• Sık açlık ve susama
• Sık idrara çıkma
• Halsizlik, yorgunluk, uykusuzluk
• Bulanık görme, gözde kanama, görme kaybı
• Yaralarda geç iyileşme, enfeksiyonlara yatkınlık
• Ciltte koyulaşma, renk değişikliği, kaşıntı
Gizli şekerin nedenleri arasında genetik yatkınlık, yaş, kilo fazlalığı, hareketsizlik, beslenme alışkanlıkları, gebelik, polikistik over sendromu, hipertansiyon, metabolik sendrom gibi faktörler sayılabilir. Gizli şekerin tedavisi için ise yaşam tarzı değişiklikleri, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, kilo kontrolü, ilaç tedavisi ve doktor takibi önemlidir. Gizli şeker, erken teşhis ve tedavi ile geri döndürülebilir ve diyabetin önüne geçilebilir bir durumdur.
Gizli Şeker Hastalığı Testi Nasıl Yapılır?
Gizli şeker hastalığı testi nasıl yapılır? Gizli şeker hastalığı, yani tip 2 diyabet, genellikle belirtiler ortaya çıkmadan önce uzun bir süre boyunca fark edilemeyebilir. Bu nedenle, gizli şeker hastalığı testi, kişinin kan şekeri seviyelerini belirlemek için önemli bir adımdır. Bu test, kişinin diyabet riskini belirlemesine ve gerektiğinde tedaviye başlamasına yardımcı olabilir.
Gizli şeker hastalığı testi genellikle açlık kan şekeri testi veya oral glikoz tolerans testi (OGTT) olarak bilinen iki farklı testten oluşur. Açlık kan şekeri testi, kişinin en az 8 saat boyunca hiçbir şey yemeden ve içmeden sonra kan şekeri seviyesinin ölçülmesidir. Eğer açlık kan şekeri seviyesi 100 ila 125 mg/dL arasında ise bu durum “prediyabet” olarak adlandırılır ve kişi diyabet riski altında olduğu için daha sıkı takip edilmelidir.
OGTT ise, kişinin açlık kan şekeri seviyesinin ölçülmesinin ardından belirli bir miktarda glikoz içeren bir içecek içmesini ve daha sonra belirli aralıklarla kan şekeri seviyelerinin ölçülmesini içerir. Bu test, kişinin vücudunun glikozu nasıl işlediğini değerlendirmek için kullanılır ve gizli şeker hastalığının teşhisinde önemli bir rol oynar.
Gizli şeker hastalığı testi yapmak için öncelikle bir sağlık profesyoneline başvurmak önemlidir. Sağlık uzmanı, kişinin risk faktörlerini değerlendirecek ve hangi testin uygun olduğuna karar verecektir. Ayrıca, test sonuçlarına dayanarak kişiye uygun tedavi planını oluşturacak ve gerekli önlemleri alacaktır.
Gizli şeker hastalığı testi, kişinin sağlığını korumak ve potansiyel diyabet riskini belirlemek için önemli bir adımdır. Bu nedenle düzenli olarak test yaptırmak, sağlıklı bir yaşam sürmek ve olası komplikasyonları önlemek için önemlidir.
Gizli Şeker Hastalığının Belirtileri Nelerdir?
Gizli şeker hastalığı belirtileri nelerdir? Pre-Diyabet olarak da bilinen gizli şekerin pek çok belirtisi vardır. Lakin bu belirtilere göre teşhis yapmak oldukça zordur. Sıkı takip edilmelidir. Belirtiler pek çok insanda zaman zaman ortaya çıkabilen basit sorunlardandır. Lakin basit olarak görünen bu belirtiler göz ardı edilirse diyabet hastalığına dönüşebilmektedir.
Pre-diyabetin temelde net bir belirtisi yoktur. Belirtiler tek seferlik ya da kısa dönemler şeklinde ise teşhisinin yapılması neredeyse imkansızdır. Bununla beraber aşağıda sıralanan belirtilerden birini, birden fazlasını ya da hepsini taşıdığınızı düşünüyorsanız ve bu belirtiler birkaç günden daha fazla sürüyorsa kesinlikle hekiminize başvurmalısınız.
Şeker hastalığının en yaygın ve en net belirtilerinden olan; sık sık idrara çıkma isteği, sık sık ve bol su içme isteği, ağızda yaşanan kuruluklar maalesef gizli şeker hastalığında yaygın değildir. Bu da gizli şekerin tanısını zorlaştıran nedenlerdendir.
Gizli şeker hastalığının belirtileri oldukça fazladır ve en yaygın olanları yani teşhisi kolaylaştırmada üstünlük sağlayacak olasılıkları aşağıda ifade edilmiştir;
- Tatlı krizlerinde artış yaşanması
- Açlık hissinin sık olması, açlık ataklarının yaşanması
- Hamilelik süreçlerinde kan şekeri seviyelerinin normal seyrinde olmaması
- Diyet yapılmadığı halde hızlı zayıflama olması
- Çok yemek tüketilmediği halde hızlı kilo alma
- Şeker seviyelerinde düşüş yaşanması
- Gündüzleri ortaya çıkan ve sıklaşan uyku hali, uyuklama
- Görme problemleri, görmede yaşanan bulanıklık
- Terleme seviyelerinde artış yaşanması, geceleri tüm vücudun ya da sadece baş kısmının terlemesi
- Kuvvetsizlik, takatsizlik, halsizlik, durgunluk
- Uyuma süresi normal olsa da sabahları uyanmada yaşanan güçlükler
- Psikolojik rahatsızlıkları olmasa da psikolojide yaşanan değişiklikler
- Sık sık huzursuzlanma, sıkıntılı olma hali
- Aniden parlama, aniden öfkelenme, aniden sinirlenme
- Normalden daha kolay – daha hızlı depresyon süreçlerine girme
- Sık sık susama
- Birinci derece yakınlarında diyabet hastalığının olması
Gizli Şeker Hastalığının Risk Faktörleri
Pre-Diyabetin risk faktörlerinin ilkinde ve en büyük etken olarak karşımıza çıkan sorun genetik geçişli problemlerdir. Özetle birinci derece yakınlarında yer alan diyabet hastalığıdır.
Örneğin annesinde, babasında ya da kardeşlerinden birinde var olan diyabet hastalığı o bireyin gizli şeker ve ardından şeker hastalığı olma olasılığını yükselten temel faktördür. İkinci ve üçüncü derece yakınlarındaki diyabet hastalıkları da risk faktörü olarak anılır.
İkinci – üçüncü derece yakın akrabalardaki diyabet hastalığı birinci derecede olduğu kadar yüksek risk içermez. Gizli şeker için bir diğer risk faktörü de hipertansiyon problemleridir. Bireyde hipertansiyon hastalığı varsa gizli şeker olma olasılığı da doğrudan etkilenebilir.
Hareket kısıtlılığı, fazla kilo, dengesiz beslenme de diğer riskler arasında yer almaktadır. Bu alanda yazdığımız risk faktörlerinden en az birine sahip olan bireyler düzenli aralıklarla şeker takibini gerçekleştirmelidirler. Bu takibinin yılda en az bir defa yapılması önerilmektedir.
Gizli Şeker Tehlikeli mi?
Gizli şeker tehlikeli mi? Gizli şeker, yani gizli şeker hastalığı olarak da bilinen tip 2 diyabet, oldukça yaygın ve ciddi bir sağlık sorunudur. Bu durumda, vücut yeterince insülin üretmez veya üretilen insülin etkili bir şekilde kullanılamaz. Sonuç olarak, kan şeker seviyeleri yükselir ve zamanla ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Gizli şeker, obezite, hareketsiz yaşam tarzı, genetik yatkınlık ve kötü beslenme alışkanlıkları gibi faktörlerden etkilenebilir.
Gizli şekerin tehlikeleri arasında kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları, görme problemleri, sinir hasarı, cilt problemleri ve hatta amputasyon riski bulunmaktadır. Bu nedenle, gizli şekerin ciddiye alınması ve tedavi edilmesi önemlidir. Tedavi genellikle yaşam tarzı değişiklikleri, kilo kontrolü, düzenli egzersiz ve dengeli bir diyeti içerir. Ayrıca, ilaç tedavisi ve insülin kullanımı da gerekebilir.
Gizli şekerin tehlikelerini azaltmak için düzenli olarak kan şekeri seviyelerini kontrol etmek, düzenli tıbbi kontrol ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları geliştirmek önemlidir. Ayrıca, toplumda farkındalık oluşturmak ve gizli şekerle ilgili bilinçlendirme çalışmaları yapmak da gereklidir.
Gizli şeker tehlikeli bir durumdur ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, erken teşhis, tedavi ve önleyici önlemler almak önemlidir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, düzenli tıbbi kontrol ve bilinçli beslenme alışkanlıkları gizli şekerin tehlikelerini azaltmada önemli rol oynamaktadır.
Gizli Şeker Hastalığı Nasıl Geçer?
Gizli şeker hastalığı nasıl geçer? Gizli şeker hastalığı, yani tip 2 diyabet, genellikle obezite, düzensiz beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam tarzı ve genetik faktörler gibi birçok etmenin bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Bu hastalık, vücudun insülin hormonunu yeterince kullanamaması veya üretememesi sonucu kan şekerinin yükselmesine neden olur. Gizli şeker hastalığının tedavisi ve kontrolü için birtakım önlemler almak gerekmektedir.
Öncelikle, gizli şeker hastalığının geçmesi için beslenme alışkanlıklarının gözden geçirilmesi gerekmektedir. Dengeli ve düzenli beslenme, kan şekerinin kontrol altında tutulmasında önemli bir rol oynar. Şeker ve karbonhidrat alımının azaltılması, lifli besinlerin tüketilmesi, düşük glisemik indeksli gıdaların tercih edilmesi gibi beslenme stratejileri gizli şeker hastalığının kontrol altına alınmasında etkili olabilir.
Bununla birlikte, fiziksel aktivitenin arttırılması da gizli şeker hastalığının geçmesinde önemli bir adımdır. Düzenli egzersiz yapmak, vücuttaki insülin direncini azaltarak kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olabilir. Haftada en az 150 dakika orta şiddetli egzersiz yapmak veya haftada en az üç kez direnç egzersizi yapmak, gizli şeker hastalığının kontrol altına alınmasında etkili olabilir.
Ayrıca, kilo kontrolü de gizli şeker hastalığının geçmesi ve kontrol altına alınması için önemlidir. Obezite, gizli şeker hastalığının riskini arttıran bir faktördür. Bu nedenle, kilo vermek veya ideal kiloyu korumak gizli şeker hastalığının yönetilmesinde önemli bir adımdır.
Son olarak, gizli şeker hastalığının geçmesi ve kontrol altına alınması için düzenli olarak doktor kontrolü yapılması gerekmektedir. Doktorun önerdiği ilaç tedavisi ve diğer tedavi yöntemlerinin düzenli olarak uygulanması, gizli şeker hastalığının kontrol altında tutulmasına yardımcı olabilir.
Özetlemek gerekirse, gizli şeker hastalığının geçmesi ve kontrol altına alınması için beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi, fiziksel aktivitenin arttırılması, kilo kontrolü sağlanması ve düzenli doktor kontrolü yapılması gerekmektedir. Bu adımların uygulanması, gizli şeker hastalığının yönetilmesinde etkili olabilir.
Gizli Şeker Hastalığı Rapor Oranı Nedir?
Gizli şeker hastalığı rapor oranı nedir? Gizli şeker hastalığı olan kişiler, engelli raporu alabilmek için Sağlık Bakanlığı’na başvurabilirler. Engelli raporu, kişinin sağlık durumunun belgelendirilerek çeşitli haklardan yararlanmasını sağlayan bir belgedir.
Gizli şeker hastalığı rapor oranı, hastanın durumuna ve komplikasyonlarına göre değişebilir. Genel olarak, gizli şeker hastalığı olan kişilere %20 ile %40 arasında bir engel oranı verilebilir. Bu oranın belirlenmesinde, şu kriterler göz önünde bulundurulur:
Açlık kan şekeri seviyesi: Normal değer 100 mg/dL’nin altında, gizli şeker değeri 100-125 mg/dL arasında, diyabet değeri 126 mg/dL’nin üzerindedir.
Tokluk kan şekeri seviyesi: Normal değer 140 mg/dL’nin altında, gizli şeker değeri 140-199 mg/dL arasında, diyabet değeri 200 mg/dL’nin üzerindedir.
Oral glukoz tolerans testi: Normal değer 140 mg/dL’nin altında, gizli şeker değeri 140-199 mg/dL arasında, diyabet değeri 200 mg/dL’nin üzerindedir.
HbA1c seviyesi: Normal değer %5.7’nin altında, gizli şeker değeri %5.7-%6.4 arasında, diyabet değeri %6.5’in üzerindedir12.
Komplikasyon durumu: Gizli şeker hastalığı, zamanla göz, böbrek, sinir, kalp ve damar gibi organlarda hasara yol açabilir. Bu komplikasyonlar, hastanın yaşam kalitesini ve işgücünü etkiler.
Gizli şeker hastalığı rapor oranı, Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan sağlık kurulu raporu ile belirlenir. Bu rapor için, hastanın bir sağlık kuruluşuna başvurması ve gerekli tetkikleri yaptırması gerekir. Sağlık kurulu raporu, hastanın durumunu ve engel oranını belirten resmi bir belgedir. Bu belge ile hastalar, çeşitli sosyal haklardan yararlanabilirler. Bu haklar arasında vergi indirimi, emeklilik, istihdam, sağlık hizmetleri, eğitim, ulaşım, barınma, bakım yardımı gibi destekler bulunur.
Gizli şeker hastalığı rapor oranı, hastanın sağlık durumunu ve yaşamını nasıl etkilediğini gösteren bir ölçüttür. Gizli şeker hastalığı, erken teşhis ve tedavi ile geri döndürülebilir ve diyabetin önüne geçilebilir bir durumdur.
Gizli Şekerin Önemi Atlanmamalıdır
İnsülin direnci bozukluğu olarak da ifade edilen bu hastalıkta öncelikle tokluk an şekeri ardından da açlık kan şekeri incelenmektedir. Her iki kan şekeri seviyesi incelendiğinde yükseklik olduğu tespit edilirse gizli şekerin tanısı yapılabilir. Diyabete sebep olan gizli şeker beraberinde pek çok riski de getirmektedir.
Unutulmamalıdır ki diyabet teşhisi ve tanısı yapılan hastaların %20’sinde organ hasarları meydana gelebilmektedir. Olası riskler sıralamasında; görme bozuklukları, kardiyovasküler risk olasılıkları, kalp krizi risk yüksekliği, böbrek sorunları – böbrek yetmezlikleri de vardır.
Gizli şeker hastalığına sahip olan hastaların pek çoğu gizli şekeri olduğunu bilmemekte ve adı geçen bu sorunlardan biriyle karşılaştıkları durumlarda teşhislerini anlayabilmektedirler. Bu sebepledir ki her türlü belirtinin takibi, iyi analizi gerekmektedir.
Belirtileri taşıdığını düşünen bireylerin hızla hekimlerine başvurması elzemdir. Aksi takdirde gizli şeker bilinen normal diyabet hastalığına dönüşecektir.
Gizli Şeker Engellenebilir mi?
Diyabet hastalığının ilk ve tek evresi olan gizli şeker hastalığı engellenebilir bir hastalıktır. Pre-Diyabet olarak bilinen bu hastalığın engellenebilmesi için erken teşhis yapılmalıdır.
Teşhis ve tanı ne kadar gecikirse engellenebilmesi de o denli zorlaşacaktır. Pek çok gizli şeker hastası, hastalığının teşhisi yapılmadan dolayısıyla tedavisi de gerçekleştirilmeden devam ederse en geç 10 yıl içerisinde gizli şekeri normal şeker hastalığına dönüşür.
Bazı bireylerde bu süreç çok daha erken ya da kısmen biraz daha uzun seyredebilir. Sürenin kısalmasında da pek çok faktör vardır.
Örneğin dengesiz beslenen, kilo alan, kilolu olan, kilolu olmaya devam eden, hareketsiz bir yaşam süren, tansiyon sorunları olan bireylerin yaşadığı gizli şeker hastalığı çok daha kısa zaman diliminde şeker hastalığına dönüşebilir.
Gizli şekerin engellenebilmesi ilk yapılması gereken hastanın yaş, boy, sağlık durumu ve genel kilosu baz alınarak normal kiloya düşmesini sağlamaktır. Bunun için ve buna ek olarak da uygun diyetlerle beslenmesi desteklenmelidir.
Egzersiz yapmak, dengeli beslenmek gizli şekerin engellenebilmesi için hayati öneme sahiptir. Şeker hastalığının başlangıç noktası pankreastır.
Pankreasın salgıladığı insülin salgılarında yaşanan dalgalanmalar, değişimler ve bozulmalar gizli şekeri ve ardından da şeker hastalığını başlatır. Buna sebep olan en belirgin faktörlerde vücudun aşırı yağlı olması ve yağlanmadan kaynaklanan toksin artışlarıdır.
Araştırmalara göre gizli şeker hastalığı teşhis edildikten sonra yapılan ön çalışmalarla yani dengeli beslenme, diyetli beslenme, hareketli yaşamla insülin bozulmalarındaki seviyeler %58 oranında geriletilebilmektedir. Buna ek uygulanan ilaç tedavileriyle de %27 seviyesinde düzelme elde edilebilmektedir.