Dünya genelinde milyonlarca kişiyi etkileyen obezite, 21. yüzyılın en önemli sağlık sorunlarının başında geliyor. Kısaca kişinin yiyeceklerden ve içeceklerden aldığı kalori miktarının yaktığından fazla olması sonucu vücutta aşırı yağ birikimi oluşması şeklinde açıklanabilen obezite hastalığı, kişinin yaşam kalitesi kadar sağlığını da etkiliyor.
Obezite nedeniyle sosyal yaşam kısıtlanıyor, kariyer zarar görüyor ve en önemlisi de kişi sistemik hastalıklara yakalanma tehlikesiyle baş başa kalıyor. Aşırı kiloların yol açtığı metabolik rahatsızlıklar kilo verilince düzelme eğiliminde olsa da kilo veremeyen obezite hastaları için hayati tehdit oluşturmayı sürdürüyor.
Obezitenin yol açtığı hastalıklar arasında hipertansiyon, eklem rahatsızlıkları, uyku apnesi, infertilite, tip 2 diyabet, astım ve kalp damar hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunları bulunuyor.
Yazı İçeriği
Obezitenin Yol Açtığı Hastalıklar
1. Obezite ve Hipertansiyon (Yüksek Tansiyon)
Obezitenin neden olduğu en tehlikeli sağlık sorunları arasında yer alan yüksek tansiyon, kısaca kan basıncı yüksekliği olarak tanımlanabilir.
Kanın damar duvarlarına fazla basınç yapması ile karakterize yüksek tansiyon uzun süre hiçbir belirti vermeden böbreklere, beyne, kalp ve damar sistemine ciddi zararlar verebiliyor; oldukça sinsi ilerlemesine rağmen zaman zaman çeşitli belirtilerle etkisini de hissettirebiliyor.
En sık görülen hipertansiyon belirtileri arasında yorgunluk, halsizlik, bacaklarda şişlik, burun kanaması ve kulaklarda çınlama gibi semptomlar yer alır.
Yüksek tansiyon kalp yetersizliği, kalp krizi, aort anevrizması, inme, böbrek yetmezliği ve görme bozukluğu dahil olmak üzere birçok önemli sağlık sorununun oluşumunu tetikleyebilir.
Obezite ve yüksek tansiyon arasında görmezden gelinmesi imkansız bir bağlantı olduğu unutulmamalıdır. Obezite hastalarında vücut ağırlığının fazla olmasına bağlı olarak hem kardiyak debi yükselir hem de periferik vasküler direnç artar. Aynı zamanda sıvı tutulumunun da yükselmesi ile hipertansiyon oluşumu için uygun ortam yaratılır.
Obezite hastalarında hipertansiyon riskini arttıran bir diğer unsur da fazla yağın kan basıncını düzenleme görevi de bulunan böbreklerin fonksiyonlarına zarar vermesidir. Böbrek fonksiyonlarının zarar görmesi kan basıncının kontrol edildiği mekanizmayı devre dışı bırakabilir.
2. Obezite ve İnfertilite (Kısırlık)
Obezite üreme sağlığını birçok açıdan etkileyebilen bir sağlık sorunudur. Obezite kadınlarda adet düzensizliklerine yol açabilir, kısırlık riskini arttırabilir veya polikistik over sendromu oluşumunu tetikleyebilir.
Yapılan bilimsel araştırmalar vücut kitle indeksi değeri 20 – 24 arasında olan kadınlarda doğurganlık seviyesinin en üst noktada olduğunu göstermektedir.
Erkeklerde ise obezite hem sertleşme sorununa hem de testosteron seviyesinin azalmasına bağlı sperm kalitesinde düşüşe neden olabilir. Ancak erkek infertilitesi ve obezite arasındaki ilişki obezite ve kadın kısırlığı arasındaki ilişki kadar net değildir.
Hem erkeklerde hem de kadınlarda kısırlık sorununa yol açabilen obezite hastalığının olumsuz etkilerinin kilo verilmeye başlamasıyla azaldığı yönünde bilimsel çalışmalar mevcuttur.
3. Obezite ve Uyku Apnesi
Uyku esnasında solunumun aniden durması ile karakterize uyku apnesi sendromu ani ölümlere yol açabilen bir uyku bozukluğudur.
Uyku apneli hastalar gün içerisinde kendilerini aşırı uykulu hissederler, sabahları şiddetli bir baş ağrısı ile uyanırlar, gece boyunca solunum yollarının tıkanmasına bağlı olarak yüzlerce kez nefessiz kaldıkları için sık sık uyanırlar, ağız kuruluğu şikayeti yaşarlar ve konsantrasyon bozukluğu sorunu ile yüzleşirler.
Sendromun temel nedeni solunum yollarının tıkanmasıdır ve obezite hastalığı da bu nedenin en önemli tetikleyicilerinden biridir. Vücut kitle indeksi değerlerindeki 1 birimlik artışın uyku apnesi riskini %14; kişinin kilosunda %10’luk bir artışın ise uyku apnesi riskini %600 oranında arttırdığı kabul edilmektedir.
Sadece bu veriler dahi ani ölümlere neden olabilen uyku apnesi hastalığı ve obezite arasındaki ilişkinin öneminin anlaşılmasına yetmektedir.
4. Obezite ve Tip 2 Diyabet
Pankreasın yeterince insülin salgılamaması veya salgılanan insüline hücrelerin tepki vermemesi sonucu ortaya çıkan bu hastalık oldukça sinsi ilerler.
Aşırı susama, sık idrar yapma, istemsiz kilo kaybı, yara iyileşme hızında azalma, görüşte bulanıklaşma ve kronik yorgunluk gibi çeşitli belirtilerle etkisini hissettiren tip 2 diyabet, çok ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.
Tip 2 diyabet hastalarının büyük bir çoğunluğu ya fazla kiloludur ya da obez sınıflandırmasına girer. Özellikle bel çevresinde depolanan yağ hücreleri hormon salınım mekanizmasına zarar verir ve enflamasyon oluşturan maddelerin salgılanmasını tetikler.
Enflamasyon bağışıklık sisteminin önemli bir bileşeni ve iyileşme sürecinin parçası olmasına rağmen kontrol edilemediğinde vücudu insüline daha az duyarlı hale getirebilir. Aynı zamanda vücudun yağları ve karbonhidratları metabolize etme şeklini değiştirerek kan şekeri yükselmesine ve kişinin diyabete yakalanmasına yol açabilir.
5. Obezite ve Kalp – Damar Hastalıkları
Kilo ile çeşitli kardiyovasküler arasında doğrudan bir bağ bulunur. Vücut kitle indeksi değeri arttıkça hem yüksek tansiyon hem kötü kolesterol hem trigliserid hem kan şekeri hem de enflamasyon artar. Kan değerlerindeki bu değişim ise koroner arter, felç ve kardiovasküler hastalıklara bağlı ölümlere yol açabilir.
- Yapılan birçok bilimsel çalışmada obezite ve koroner arter hastalığının ilişkili olduğu gösterilmiştir.
- Yapılan bilimsel araştırmalar fazla kilolu insanlarda felç riskinin %22, obezite hastalığı olanlarda ise %64 oranında arttığını ortaya koymuştur.
- 390 bin kadın ve erkeğin katıldığı 26 gözlemsel araştırma sonuçları; vki değeri 30 ve üzerinde olan kadınların kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle ölüm riskinin %53 oranında arttığına işaret etmektedir.
6. Obezite ve Kanser
Hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması olarak tanımlanabilen kanser; zaman zaman hızla zaman zaman yavaş yavaş etkisini hissettiren ölümcül bir hastalıktır.
Obezite ise kanser riskini arttıran en önemli faktörlerden bir tanesidir. Gerçekleştirilen epidemiyolojik ve deneysel çalışmaların sonuçlarında obezite ve bazı kanser türleri arasında yakın bir ilişki olduğu gösterilmiştir. Obezitenin kanser oluşumunu tetikleyen dokuların artışını hızlandırdığı ve vücuttaki serbest radikalleri arttırdığı bilinmektedir.
Obezitenin neden olduğu kanser türlerine örnek olarak yumurtalık kanseri, kolon kanseri, mesane kanseri, pankreas kanseri, endometriyum kanseri ve mesane kanseri gösterilebiliyor.
7. Obezite ve Astım
Fazla kilo, solunum fonksiyonları hem mekanik hem de metabolik olarak erkiler. Karın bölgesinde yağ birilimi diyafram kasının hareketlerini ve akciğer genişlemesini sınırlayabilir, göğüs duvarının esnekliğini azaltabilir ve akciğerlerdeki hava yollarını daraltabilir. Obezitenin neden olduğu enflamasyon ise akciğer fonksiyonlarını engelleyebilir.
Astım ve uyku apnesi sendromu obezite ile ilgili iki yaygın kronik akciğer hastalığıdır. 333 bin deneğin katılımı ile gerçekleştirilen bir meta analizde obezitenin hem erkeklerde hem de kadınlarda astım oluşma riskini %50 oranında arttırdığı gözlenmiştir.
8. Obezite ve Kas- İskelet Sistemi Hastalıkları
Kas ve iskelet sistemimiz vücut ağırlığımızı taşır. Vücut ağırlığımız arttığında kaslarımıza da iskelet sistemimize de ek yük biner. Bu yük giderek artınca kemikler, eklemler ve kaslar zarar görmeye başlar. Diz ve kalça osteoartriti yani kireçlenmesi ile obezite arasında pozitif bir ilişki bulunmasının nedeni de yük artışı ile açıklanabilir.
Eklem replasman tedavilerinin üçte birinin obezite hastalarına yapıldığı gerçeği obezitenin eklem hastalıklarına etkisini gözler önüne sermek için yeterlidir. Obezite alt ekstremite ağrısına, sırt ağrısına, ayak ağrısına, bel ağrısına ve kas – iskelet sistemi rahatsızlıklarına bağlı sakatlıklara da neden olabilir.
Obezite ameliyatları sonrası vücut ağırlığının büyük bir kısmını verebilen hastalarda geçmiş dönemde yaşanan kas ve iskelet sistemi hastalıklarının gerilediği bilinmektedir.
9. Obezite ve Karaciğer Yağlanması
Karaciğerde yağ depolanması ile karakterize bir hastalık olan karaciğer yağlanması risk faktörleri arasında obezite hastalığı da bulunmaktadır. Karaciğer yağlanması olan kişilerde karaciğer hücrelerinde normalden fazla yağ birikmeye başlar.
Yağlanma devam ettikçe karaciğer hücreleri zarar görür ve buna bağlı olarak siroz ve karaciğer kanseri dahil olmak üzere ciddi karaciğer hastalıkları riski gündeme gelir. Halsizlik, çabuk yorulma, iştahsızlık, mide bulantısı, satılık ve karın bölgesinde ağrı gibi çeşitli belirtilerle kendini gösteren karaciğer yağlanması cilt sağlığını da tehlikeye atabilir.
Obezite Kaynaklı Hastalıkların Riski Nasıl Azaltılır?
Obezite kaynaklı oluşan sağlık sorunları ile savaşmanın en etkili yolu fazla kilolardan kurtulabilmektir. Fazla kilolardan kurtulabilmek için kişinin öncelikle obezite tedavisi yöntemlerine başvurması gerekir.
Hastanın genel sağlık durumu değerlendirildiğinde tedavi seçenekleri doğru belirlenebilir. Bazı hastalar kendi çabalarıyla doktorlar tarafından önerilen diyetleri ve egzersizleri yaparak kilo verebilirken bazı hastalar için bu bir seçenek olmayabilir.
Özellikle morbid obezite hastalığı olan kişilerin hayati tehlikesi olduğu sonucuna varılırsa obezite cerrahisi türleri kendisine önerilebilir.
Kişinin ihtiyaçlarına en uygun mide küçültme ameliyatı yöntemi belirlendiğinde fazla kilolarla birlikte fazla kiloların yol açtığı ikincil sağlık sorunları da azalabilir. Yine de hiçbir obezite ameliyatının mucize yaratmayacağının ve hastanın kilo vermek için kararlılık göstermesi gerektiğinin unutulmaması gerekir.
Obezitenin Yol Açtığı Sağlık Sorunları Nelerdir?
- Obezite tip 2 yani şeker hastalığına sebep olabilmektedir
- İnsülin direnci – hiperinsülinemi
- Yüksek tansiyon (hipertansiyon)
- Koroner arter hastalığına sebep olabilir
- Kan yağlarının yükselmesine sebep olabilir (Hiperlipidemi – Hipertrigliseridemi)
- Metabolik sendrom olabilir
- Safra kesesi hastalıklarına neden olabilir
- Kansere sebep olabilir (kadınlarda safra kesesi kanseri, meme kanseri, yumurtalık kanseri; erkeklerde prostat ve kolon kanserleri)
- Osteoartrit sorununa neden olabilir
- Felç hastalığı, uyku apnesi gibi sorunlara neden olabilir
- Karaciğerin yağlanması obezite kaynaklı olabilir
- Solunum zorluğu çekme, astım ve bazı solunum yolu rahatsızlıkları
- Gebelikte olası komplikasyonlara sebebiyet verebilir
- Menstruasyon da düzensizliklere sebebiyet verebilir
- Ameliyatlarda risklerin artmasına neden olabilir
- Vücudun aşırı kıllanmasına neden olabilir
- Psikolojik ve ruhsal sorunlara sebebiyet verebilir (Yeme düzensizlikleri, çok yeme gibi, ruhsal yorgunluğu yemek yiyerek bastırma gibi)
- Kas ve iskelet sisteminde belli başlı hastalık veya sorunlar
- Çeşitli deri hastalıkları
Obezitenin Yol Açtığı Ruhsal Sorunlar Nelerdir?
Yüksek obezite ve depresyon oranları ve bunların kardiyovasküler hastalıklarla bireysel bağlantıları, birçok araştırmacıyı kilo ve ruh hali arasındaki ilişkiyi keşfetmeye sevk etti.
Bilim adamlarının yaptığı çalışmalar sonucunda obez kişilerin depresyona yakalanma olasılığının sağlıklı kiloya sahip insanlara göre daha yüksek olduğu kanıtlandı.
Obezite, fiziksel sonuçlarının yanı sıra olumsuz psikolojik etkilere de sahiptir ve dolayısıyla insan yaşam kalitesini düşürmektedir. Bu bozukluğun başlıca psikolojik sonuçları, yaş ve cinsiyet ile ilişkili olan depresyon, bozulmuş vücut imajı, düşük benlik saygısı, yeme bozuklukları, stres ve düşük yaşam kalitesini içerir.
Başta diyet kontrolü ve enerji dengesi olmak üzere fiziksel müdahaleler, obeziteyi tedavi etmek için yaygın olarak uygulanmaktadır; davranışçı terapi, bilişsel davranışçı terapi ve hipnoterapi içeren bazı psikolojik müdahaleler obezite tedavisi üzerinde bazı etkiler göstermiştir.
Fazla kilolu veya obez olmanın psikolojik sonuçları içerisinde düşük benlik saygısı, anksiyete ve aşırı yeme gibi depresyon ve yeme bozuklukları bulunmaktadır.
Kaynak: