Tüp mide ameliyatı riskleri nelerdir? Mide tüp ameliyatı ne kadar tehlikeli? Tüp mide ameliyatı sonrası riskler nelerdir? Tüp mide ameliyatı ölüm riski var mı? Mide küçültme ameliyatının riskleri nelerdir? En sık gerçekleştirilen mide küçültme ameliyatı olan tüp mide ameliyatı hakkında birçok söylenti dolaşıyor. Kimileri tüp mide ameliyatı risklerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini kimileri ise bu operasyonun hiçbir tehlike arz etmediğini söylüyor.
Tüp mide ameliyatı, her ameliyat gibi bazı riskler taşımaktadır. Bu riskler, ameliyat öncesi, sırası ve sonrasında ortaya çıkabilir. Ameliyat öncesi riskler, hastanın genel sağlık durumu, eşlik eden hastalıklar, ilaç kullanımı, alerjiler, kanama bozuklukları gibi faktörlere bağlıdır. Bu riskleri azaltmak için, hastanın ameliyat öncesi tetkiklerini yaptırması, doktorunun önerilerine uyması, sigara ve alkol kullanmaması, ilaçlarını düzenli alması gerekir.
Tüp mide ameliyatı sonrası, hastanın yaşam kalitesi ve sağlığı iyileşir. Ancak, bu ameliyatın başarısı, hastanın ömür boyu beslenme ve yaşam tarzı değişikliği yapmasına bağlıdır. Hastanın, ameliyat sonrası diyetisyenin verdiği beslenme programına uyması, düzenli vitamin ve mineral takviyesi alması, egzersiz yapması, kontrollerini aksatmaması gerekir. Aksi takdirde, hastada çeşitli besin eksiklikleri, kilo geri alımı, reflü, mide genişlemesi, mide ülseri, saç dökülmesi, kemik erimesi gibi sorunlar gelişebilir.
Tüp mide ameliyatı, obezite tedavisinde etkili ve güvenli bir yöntemdir. Ancak, her ameliyat gibi bazı riskler taşır. Bu riskler, hastanın durumuna, ameliyat tekniğine, ameliyat ekibine, hastane koşullarına göre değişir. Bu riskleri azaltmak için, hastanın ameliyat öncesi ve sonrası doktorunun önerilerine uyması, komplikasyonların erken tanı ve tedavisi için dikkatli olması gerekir.
Bu süreçte aslına bakılırsa her iki görüşü savunanlar da yanılabiliyor. Tüp mide riskleri özelinde detaylara geçmeden önce bu operasyona neden başvurulduğunu kısaca açıklamak istiyoruz.
Tüp Mide Ameliyatı Riskleri
Tüp mide ameliyatı günümüzde en çok gerçekleştirilen operasyonlardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Yüksek kilolara varan bireylerin çeşitli sağlık sorunları hızlı bir şekilde boy göstermektedir. Bunların önüne geçmek ve bireyin sağlık durumunu korumak için çeşitli cerrahi işlemler yapılabilmektedir. Yapılan işlemlerden bazıları da mide küçültme ameliyatlarıdır. Mide küçültme ameliyatları günümüzde çeşitli yöntemlerden oluşmaktadır. Hastanın durumuna ve koşuluna göre hareket edilmektedir. Bu sayede bireyin sağlık durumunun korunması hedeflenmektedir.
Tüp mide ameliyatı bilindiği üzere çeşitli riskleri barındırmaktadır. Bu riskler sadece tüp mide operasyonları için geçerli olmadığını bilmekte fayda var. Günümüzde hemen hemen tüm operasyonlar için çeşitli riskler bulunmaktadır. Elbette ki bu riskler hastanın durumuna göre ve ameliyatın niteliğine göre değişebilmektedir. Günümüzde tüp mide ameliyatı risklerini genel olarak sıralamak gerekirse şu detaylar karşımıza çıkmaktadır:
Kanama Riski
Ameliyat sırasında veya sonrasında, midenin kesilen yerlerinden kanama olabilir. Bu durum, kan transfüzyonu veya tekrar ameliyat gerektirebilir. Mide küçültme ameliyatı esnasında mide küçültülmektedir. Bunun için stapler yani diğer bir isimle zımba kullanılmaktadır. Ameliyat sırasında ve sonrasında bu hatlar kontrol edilmektedir ve bu kontrollerde kanamanın olup olmadığı belirtilmektedir.
Kanamanın olmaması durumunda hem fikir olunduğu durumda ameliyat sonlandırımaktadır. Fakat operasyonun yani mide küçültme ameliyatının sonlanmasından sonra ortalama 24 ila 48 saatler arasında kılcal damarın kanaması gibi bir durumda belli oranı geçme ihtimali oluşmaktadır.
Bundan kaynaklı olarak çeşitli ve önemli riskler doğabilmektedir. Keza günümüzde bu tarz bir kanamanın oluşması durumunda hastanın tekrar ameliyat edilmesi son derece önemlidir.
Stapler’de Kaçak
Ameliyat sonrasında, midenin dikiş yerlerinden sızıntı olabilir. Bu durum, enfeksiyon, iltihap veya sepsis gibi ciddi sorunlara yol açabilir. Stapler hattında kaçak günümüzde en sık görülen sorunlardan birisidir. Bilindiği üzere eski midenizin büyük bir kısmı giderilmektedir. Ortalama olarak %15’i kadar olan yeni midenizin oluşturmasıyla birlikte ameliyat sonrasında kaçak testi yapılmaktadır.
Test sayesinde farkına varılamayan herhangi bir kaçak riskini azaltmaktadır. Ameliyat içerisinde kaçak görülmesi durumunda da çeşitli yöntemler uygulanır.
Enfeksiyon Riski
Ameliyat sonrasında, yara yerinde veya karın içinde enfeksiyon gelişebilir. Bu durum, ateş, kızarıklık, ağrı, akıntı veya kötü koku gibi belirtilerle ortaya çıkar.
Mide küçültme ameliyatları sonrasında çeşitlli enfeksiyonlar gelişmesi oldukça mümkündür. Bilindiği üzere enfeksiyon sadece mide küçültme ameliyatları için olmayıp tüm operasyonlar için geçerli nedenlerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Enfeksiyon riskinin azaltılması için çeşitli önlemler hekim tarafından alınması gerekmektedir. Aksi takdirde istenmeyen sonuçların oluşmasına zemin hazırlanacaktır. Keza günümüzdeki hekimler eksiksiz olarak bu gereklikleri yerine getirmektedir.
Yağlı Karaciğer
Obezite operasyonları sırasında büyük ve yağlı karaciğerler oldukça popülerdir. Sık, sık rastlanan bir durum olduğunu belirtmekte fayda var.
Operasyon öncesinde bu durumdan kaynaklı 13 günlük bir preo diyetin uygulanması sağlıklı olabilmektedir. Fakat bunlara rağmen çeşitli risklerden kaynaklı olumsuz tabloların yaşanması oldukça mümkün olabilmektedir.
Vitamin ve mineral Eksikliği Riski
Ameliyat sonrasında, midenin küçülmesi nedeniyle, besinlerin emilimi azalabilir. Bu durum, vitamin ve mineral eksikliğine neden olabilir. Özellikle B12 vitamini, demir, kalsiyum, çinko ve folik asit gibi maddelerin eksikliği görülebilir. Bu durum, anemi, kemik erimesi, saç dökülmesi, cilt problemleri, sinir sistemi bozuklukları gibi sorunlara yol açabilir.
Önerilen İçerik: mide küçültme riskleri
Tüp Mide Ameliyatı Neden Yapılır?
Mide tüp ameliyatı ne kadar tehlikeli? Doğal yollarla kilo veremeyen, kilosu genel sağlığı için tehlike arz eden birçok obezite hastası için tüp mide ameliyatı tercihten çok gereklilik halini alabiliyor.
Fazla kiloların kolay bir şekilde verilmesi ve hayat tehlikesi ortaya çıkaran sağlık sorunlarının gerilemesi için uygulanan tüp mide ameliyatı sonrası beslenmesine ve yaşam tarzına dikkat eden hastalar hızlı bir kilo verme sürecine giriyor.
Verilen kilo sayısı arttıkça yüksek kolesterol, tip 2 diyabet, felç, kısırlık, yüksek tansiyon, obstrüktif uyku apnesi, kalp ve damar hastalıkları geriliyor ya da bu hastalıkların oluşma riski azalıyor.
Tüp Mide Ameliyatı Tehlikeli Midir?
Tüp mide ameliyatı da diğer tüm cerrahi operasyonlar gibi belli başlı riskler barındırır. Kanama, emboli, solunum problemleri, anesteziye bağlı riskler ve kaçak tüp mide ameliyatı olanlar için göz ardı edilmemesi gereken risklerdir. Bu aşamada operasyonun hangi teknikle yapıldığı da önem kazanır.
Son yıllarda laparoskopik tüp mide ameliyatlarının artış göstermesi hastaların konforunu arttırır. Tüp mide ameliyatı riskleri ile ilgili bilinmesi gereken temel husus tüp mide ameliyatı risklerinin azaltılabileceğidir.
Tüp mide ameliyatı öncesi süreçte hastaların beklentileri net bir şekilde anlaşılırsa, operasyona engel olabilecek bir sağlık sorununun olmadığı kesinleştirilirse, operasyon deneyimli bir cerrah tarafından gerçekleştirilirse ve tüp mide ameliyatı sonrası hastaların kontrolleri düzenli bir şekilde yapılırsa tüp mide ameliyatı ile ilişkilendirilen birçok risk ortadan kaldırılabilir.
Tüp Mide Ameliyatı Kaçak Sorunu
Tüp mide ameliyatı özelinde en çok korkulan risklerin başında kaçak sorunu yer alıyor. Tüp şeklinde yeni bir mide oluşturulması için midenin zımbalanan kısmında zaman zaman sızıntı meydana gelebiliyor.
Fakat hem operasyon sonlanmadan hem de operasyon ardından kaçak testi yapılarak bu sorunun yaşanma ihtimali ortadan kaldırılabiliyor.
Neticede tüm cerrahi operasyonlar gibi tüp mide ameliyatları da belirli riskleri barındırıyor. Ancak operasyonu gerçekleştirecek cerrah tercihi yapılırken titiz davranılması risklerin azalmasına olanak tanıyor.
Unutulmaması gereken bu cerrahi operasyonun keyfe keder yapılamayacağıdır; daha önce kilo vermeyi denemeyen ya da ideal vücut ölçülerine inme azmine sahip olmayan kişilerin tüp mide ameliyatı ile başlangıç yapması önerilmez.
Tüp mide ameliyatı sonrası kaçak belirtileri nelerdir?
- Hızlı kalp atış hızı,
- Ateş,
- Titreme,
- Karın ağrısı,
- Göğüs ağrısı,
- Nefes darlığı (hızlı nefes alma veya nefes almada güçlük),
- Kesi yerinden sıvı sızıntısı,
- Mide bulantısı ve kusma,
- Sol omuz bölgesinde ağrı,
- Düşük kan basıncı,
- Daha az idrar,
- Genel rahatsızlık hissi (halsizlik).
Tüp mide ameliyatından sonra kaçak sızıntısının semptomları diğer sağlık koşullarına benzeyebilir. Teşhis için sağlık uzmanınızla görüşün.
Doktorunuz belirtilerinizi soracak ve size fiziksel bir muayene yapacaktır. Üst GI serisi veya CT taraması gibi görüntüleme testlerine de sahip olabilirsiniz. Her iki test için de kontrast boya adı verilen bir sıvı içeceksiniz. Bu, görüntülerin daha kolay görünmesine yardımcı olur.
Bir makine sizi X ışınları veya mıknatıslar ve radyo sinyalleri ile tarayacak ve görüntüler oluşturacaktır. Görüntüler, boyanın anastomozdan sızıp sızmadığını gösterebilir.
Görüntüleme testi sızıntı göstermiyorsa ancak hala semptomlarınız varsa, sağlık uzmanınız bir sızıntı aramak için acil bir ameliyat önerebilir.
Tüp Mide Ameliyatı Riskleri Nelerdir?
- Tüp mide ameliyatları sonrası % 1’lik hayati komplikasyonların oluşma ihtimali vardır. Kanama ve açıklık olması durumunda bu sorun hastanın yaşamına etki edebilmekle birlikte, fark edildiği gibi cerrahi müdahale ile çözüm sunulabilmektedir.
- Tüp mide ameliyatı büyük ameliyatlar sınıfına girmesi sebebiyle, belli başlı riskleri de beraberinde getirmektedir. Hastanın kilosu ve yaşı da yine bu risklerin oranına etki etmektedir.
- Diğer büyük ameliyatlara oranla ölüm riski en az olan ameliyatlardan olan tüp mide ameliyatında ki ölüm riski binde birdir.
- Tüp mide ameliyatının bir diğer riski ameliyat sonrası oluşan deri sarkmalarıdır. Bu deri sarkmalarının egzersiz ile giderilememesi sebebiyle yeni bir cerrahi müdahale ortaya çıkabilmektedir.
- Tüp mide ameliyatı risk oranı açısında düşük olsa da ameliyat sonrası süreç uzun olmaktadır. Ameliyat olan kişi yaklaşık iki yıl boyunca düzenli beslenme, egzersiz ve daha birçok konuda dikkatli bir süre yaşamalıdır.
- Her ne kadar ölüm risk oranı düşükte olsa sonuç olarak ölümlerin yaşanabildiği ameliyatlardan olan tüp mide ameliyatı için güvenilir bir yer ve güvenilir bir doktor bulmak gerekmektedir. Bu işte iyi olan bir doktor, ameliyat öncesi, anı ve sonrası oluşabilecek risklerin en aza inmesine direk etki eder.
- Bu ameliyat sonrası bir diğer risk ise beslenmeye dikkat edilmediği takdirde tekrar kilo alınması olabilmektedir.
- Tüp mide ameliyatı ile birlikte midenin bir kısmının alınması sağlanır. Midenin bir kısmının alınması insan vücut anatomisine ters olması sebebiyle, ilerleyen süreçlerde bağırsaklarda veya herhangi bir sindirim sitemi organında başka sorunlara neden olabilmektedir.
- Ameliyat sonrası ilk bir hafta boyunca serum ile beslenme olacağı için rahatsızlık hissedilebilmektedir.
Tüp Mide Ameliyatındaki Risklerin Belirtileri Nelerdir?
Tüp mide ameliyatında çeşitli riskler bulunmaktadır. Bu riskler duruma ve koşula göre değişebildiğini bilmekte fayda var. Günümüzde ortaya çıkan çeşitli komplikasyonlar ve riskler hastanın durumuna göre değişmektedir.
Hastanın sağlık sorunlarına göre oldukça etkili olabilmektedir. Bunların yanı sıra operasyonun nasıl geçtiği de oldukça önemlidir.
Günümüzde ameliyat olmak isteyen bireyler operasyon sonrasında ortaya çıkacak olan komplikasyonlar sonrasında neler yapılacağını oldukça merak etmektedir. Çeşitli önlemlerin alınması durumunda oldukça sorunsuz bir şekilde operasyon sonrası yaşanabilmektedir.
Tüp mide ameliyatları sonrasında oluşabilecek herhangi bir riskteki belirtiyi kolaylıkla anlayabilmeniz mümkündür.
Mide kısmınızda normalin üzerinde bir ağrı hissetmeniz, farkı hissetmeniz ve olağandışı bir durumun olması durumunda direk hastaneye başvurmanız gerekmektedir. Bu detayların son derece önemli olmasının yanı sıra hayatı önem taşımaktadır.
Operasyon sonrasında da hekimin ile bire bir ki görüşmenizde önemlidir. Hekiminiz operasyonu tahlil etmesinin ardından nelerin olabileceğini, hangi komplikasyonların görülebileceği hakkında sizlere bilgi verecektir. Bu sayede de olası bir sorunu öngörebilme şansınız olacaktır. Bundan kaynaklı olarak hekiminizin öngörülerine dikkat etmeniz gerekmektedir.
Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Riskler Nasıl Yok Edilir?
Tüp mide ameliyatı olacak olan bireyler veya olan bireylerin en büyük tedirginlikleri olası bir sorunun baş göstermesidir.
İlk olarak mide küçültme ameliyatı sonrasında risklerinizin yok edilmesi birçok noktada mümkündür. Olası risklerin ortaya çıkma sebepleri operasyonun doğru bir şekilde yürütülmemesi veya sizlerin olan sağlık koşulunuzdur.
Operasyon sonrasında ameliyat olan kişinin n e denli dikkat ettiği de oldukça önemlidir. Eğer ki birey tüm direktifleri eksiksiz olarak yerine getiriyorsa bu son derece önemlidir. Doktorun söylemleri ve oluşabilecek sorunların için önlem olmakta riski azaltan detaylardan birisi olarak karşımız çıkmaktadır.
Mide küçültme ameliyatı sonrasında riskleri yok etmek için ilk olarak sağlık koşullarınızı dengelemeniz ve kendinize dikkat etmeniz gerekmektedir.
Hekiminizin sizler için önerdiği direktifleri eksiksiz olarak yerine getirmeniz gerekmektedir. Çünkü hekiminizn operasyonunuzda olabilecek sorunları en sağlıklı bir şekilde öngörecek isimdir.
Günümüzde hekim direktiflerini pek önemsemeyen ve dikkat etmeyen birçok kişi çeşitli sorunlarla baş, başa kalmaktadır. Bunların yanı sıra iyi bir dinlenmeniz, doğru beslenmeniz ve ağır kaldırıp kaldırmamanız gibi detaylarda son derece önemlidir.
Tüp Mide Ameliyatı Ölüm Riski
Tüp mide ameliyatı sonrası, en ciddi komplikasyon midenin kalan kısmından karın boşluğuna sızma-kaçak olmasıdır. Bu komplikasyon, ameliyatta midenin küçültülüp tüp haline getirilmesi için midenin sol kenarı boyunca yaklaşk 25-30 cm’lik bir zımba hattı oluşturulması nedeniyle oluşabilir. Bu hatta milimetrik açıklıklar meydana gelebilir ve mide içeriği karın boşluğuna kaçabilir. Bu durum, enfeksiyon, iltihap, şok ve ölüme yol açabilir. Bu komplikasyonun oluşma ihtimali %1 ila 5 arasında değişir. Bu komplikasyonun tedavisi için, endoskopik veya cerrahi müdahale gerekebilir.