Damarlarımızla ilgili pek çok hastalık mevcut. Bütün vücudumuzu saran uçsuz bucaksız bu yapı, hayatımızın temel yapı taşlarından.
İnsan vücudunda her gün litrelerce kan pompalanıyor, milyonlarca hücre üretiliyor ve ölüyor. Sayamayacağımız kadar çok işlemin hiç durmadan ve aynı anda gerçekleştiriliyor olduğunu bilmek gerçekten ilginç. Tüm bu işlemlere de aracılık eden damarlarımız, bu sistemin devasa bir parçası.
Peki damarlarımızın içinde neler oluyor? Pek çok mucizeye tanıklık eden bu sistemin de kendine has hastalıkları ne yazık ki bulunmakta. Evet bugün damarlarımızı ilgilendiren bir hastalıkla karşınızdayız.
Emboli, yani halk arasındaki adını kullanmak istersek damar tıkanıklığı. Emboli nedir? Emboli neden olur? Emboli nasıl teşhis edilir? Gelin bu soruların cevapları neymiş bir göz atalım.
Emboli Nedir?
Emboli eğer genel bir tanım yapmak istersek, damarların içinde oluşan bir pıhtının yine damar yoluyla vücudun belli bir bölgesine gidip o bölgedeki damar yolunu tıkamasıdır.
Çok yaygın bir hastalık ve sağlık sorunu olmasının yanında, aynı zamanda dünyada en çok ölüme neden olan hastalıklardan da birisidir. Çevrenizde pek çok farklı şekilde bu hastalığa rastlamış olabilirsiniz.
Akciğer embolisi, sigara nedeniyle oluşan damar tıkanıkları, genelde bacaklarda oluşan varisler aslında emboli vakalarına birer örnek teşkil etmektedir. Emboli pek çok farklı sebepten ötürü ortaya çıkabilmektedir.
Tedavisi zor değildir ve erken teşhisi hayat kurtarır. Ölümcül bir hastalık olmasına rağmen önüne geçilebilir bir hastalıktır. Erken fark edilirse, doğru tedavi yöntemleriyle gayet geri döndürülebilir ve ölüm riski azaltılabilir bir hastalıktır. Sizlere “Emboli nedir?” sorusunu bu şekilde özetleyebiliriz.
Emboli Neden Olur?
Emboli bedenimizin çeşitli bölgelerinde oluşma kapasitesine sahip bir hastalık türü olarak bilinmektedir. Vücudumuzu çevreleyen dolaşım sistemimizdeki damarların içerisindeki kan pıhtısı oluşturacak maddelerin veya halihazırda oluşturulmuş kan pıhtısının, bir noktada tıkanmaya yol açmasıdır.
Kan pıhtıları genelde bacak damarlarımızdan vücuda yayılmaktadır. DVT olarak bilinen bu durumun açılımı derin ven trombozu olarak bilinmektedir. Oluşan kan pıhtılarının sayısı genelde birden fazladır ve çeşitli bölgelerde aynı anda görülme özelliklerine de sahiptirler.
Özellikle akciğer embolisi durumunda oluşan hasar akciğerleri yüksek oranda etkileyebilmektedir. Akciğerin oksijen alışverişini sağlamakla görevli bölgelerdeki damarları tıkayan emboli, solunum yolunda yüksek derecede hasara yol açabilir. Bu duruma akciğer enfraktüsü adı da verilmektedir.
Emboli neden olur? Belirtileri nelerdir?
- Hastanın ailesindeki genetik faktörler, kişinin kan pıhtısı oluşturmaya olan yatkınlığı ile ilgili bizlere bilgi verebilir. Eğer hasta kişinin ailesi geçmişte bu tarz bir hastalık geçirmişse, ileride emboli olma ihtimali de artmaktadır.
- Çeşitli faktörler de hastanın kan pıhtısı oluşturmasına neden olabilmektedir, vücudun içindeki bazı bozukluklar ve genetik sorunlar, aile faktörü işin içinde olmasa dahi kişiyi emboli konusunda risk grubuna sokabilmektedir.
- Özellikle kalp ve damar hastalıkları, kardiyovasküler hastalık çeşitleri gibi hastalıklar da emboli oluşumu riskini arttırmaktadır.
- Bunların yanısıra pankreas, akciğer ve yumurtalık kanseri gibi kanser türleri de vücutta pıhtı oluşumuna neden olabilecek hücrelerin artmasına neden olmaktadır. Aynı şekilde kemoterapi de pıhtı oluşumuna neden olacak etkenler arasında yer almaktadır.
- Ameliyatlar da pıhtı oluşumuna neden olan faktörler arasında başlarda yer almaktadır. Bu nedenle ameliyat sonrası pıhtı oluşumunu engellemek adına doktorlar tarafından ilaçlar yazılmaktadır.
Kan pıhtılarının oluşmaya başladığı süreçler genelde kişilerin hareketsiz kaldığı dönemlerdir. Ameliyatların ardından kalp hastalıkları, kırık vakaları, vücutta şok etkisi bırakacak hastalıklar veya bu türlerdeki ciddi hastalıklar kişinin uzun süre hareketsiz kalmasına neden olacak durumlar oluşturabilmektedir.
Hasta böyle dönemlerde emboli oluşumuna daha yatkın hale gelir. Bacaklarımızın yatay bir pozisyonda ve hareketsiz olması da buna büyük bir etkendir. Daha önce de bu kan pıhtılarının bacaklarımızdan vücuda yayılmasının daha muhtemel oluşundan bahsetmiştik.
Toplardamardaki kan akışı yavaşlamaya başlar ve kan bedenimizin alt taraflarında, yani bacaklarımızda birikme yapabilir. Bunun sonucunda da bacak bölgelerinde kan pıhtılarının oluşma ve vücuda yayılma ihtimali artmış olur. Bunun dışında genel hareketsiz yaşam ve uzun yolculuklardaki hareketsizlik de buna etki eden durumlar arasında yer alır.
Diğer unsurlar:
- Sigara, bilindiği üzere insan bedeninde pek çok yan etkisi olan bir maddedir. İçeriğindeki kimyasallar, kişide damar tıkanıklığı ve emboli riskini yükseltmektedir.
- Obezite, özellikle de diğer riskli durumlarla birleşince kan pıhtısı oluşumuna neden olan bir hastalıktır.
- Östrojen hormonu takviyesi, dengesiz ve doktor kontrolü olmadan kullanıldığında emboli oluşumuna neden olabilme ihtimali taşıyan bir hormondur.
- Hamilelik sürecinde kadınlar daha hareketsiz olmaya yatkındır. Ayrıca bebeğin vücudun alt kısmı ile bacaklara yaptığı baskı nedeniyle de damarlarda zorlanma olabilir. Bunların sonucunda da, alt vücudumuzdaki damarlarda göllenme meydana gelebilir. Bu da sonucunda kan pıhtısı oluşumuna neden olabilmektedir.
Emboli Nasıl Teşhis Edilir?
Bu hastalığın belirtileri kendine has değildir. Farklı hastalıkların belirtileriyle eşleşebilme özelliğine sahiptir. Bu nedenle doktor hassasiyeti ve profesyonelliği önemli bir yere sahiptir. Doğru testler ve muayene yapılması gerekir. Tetkikler yapılmaya başlandığında, başta sonuç vermeyebilir.
Genel olarak hastalık kendini hemen göstermeme eğilimindedir ve anlaşılması güç olabilir. Bu nedenle de birçok farklı belirti bir arada karşımıza çıktığında, kesinlikle emboli riski de göz önünde bulundurulmalıdır. Tetkikler konusunda skala genişletilmeli ve daha fazla test yapılmalıdır.
Belirtilere bakarak anlaşılmasa da, derin inceleme sonucunda hastalık saptanabilir ve bu hasta için hayati önem taşır. Çünkü eken teşhis, çoğu hastalıkta olduğu gibi, bu hastalık için de hayat kurtarıcı yere sahiptir. Bunun dışında, tetkikler genelde kan üzerinden yapılır.
Kan içerisindeki anormallikler tespit edilmeye çalışır. Bu amaçla farklı bölgelerden alınan kan örnekleri incelenerek bir sonuca varılmaya çalışılır.
Vücuttaki farklı kan pıhtısı özelliğine sahip dokular gözlemlenir ve emboli taraması yapılır. Ayrıca bir kan pıhtısı bulunması halinde, kesinlikle başkalarının da olabileceği ihtimali de göz önünde bulundurulmalıdır. Yeterli tetkik yapılıp emboli saptandığında, hastanın durumuna göre tedavi süreci başlatılabilmektedir.
Emboli tedavi sürecinden de biraz bahsedersek, farklı birkaç tedavi şekli görebiliriz. Öncelikle cerrahi müdahale düşünülmeden önce, ilaç tedavisi düşünülür. İlaç tedavisinde amaç pıhtının çözünerek giderilmesidir. Çeşitli ilaçlar bu amaçla hastaya verilebilir ve uygulama damardan veya deri altından enjekte ile gerçekleştirilebilmektedir.
Bir diğer basit yöntem de halk arasında duyduğumuz varis çorabı adlı özel çoraplardır. Bu çoraplar bacakların alt kısmından yukarı doğru genişleyecek şekilde dizayn edilmiştir. Bunun nedeni, bacağın alt taraflarında basınç oluşturarak bacakta oluşacak kan göllenmesini engellemektir.
Tabi ki cerrahi yollardan da bahsetmemiz gerekir. Aspirasyon yöntemi adı verilen yöntem ile, tıkanma ve kan pıhtılaşması olan bölge kesilerek açılır. Ardından bu bölgenin temizliği yapılarak emboli ortadan kaldırılmış olur. Bu üç yöntem de tıp dünyasında oldukça kullanılan yöntemlerdir.
Yalnız bilmelisiniz ki hastalıkların en büyük düşmanı sağlıklı bir hayattır. Kendisine dikkat eden bir bireyin hasta olma ihtimali her zaman etmeyenden daha azdır.
Sağlığınıza dikkat eder, düzenli egzersiz yapar, doğru bir diyet uygularsanız; işte o zaman gerçekten önlem almış sayılabilirsiniz. Hangi hastalık olursa olsun, önlemi alması gereken ilk kişi her zaman sizsinizdir.
Sıkça Sorulan Sorular
1- Emboli olduğu nasıl anlaşılır?
Emboli, vücudumuzdaki bazı arterlerin aniden bloke olmasıdır, bu blokaj farklı durumlara bağlı olarak gelişebilir. Aynı zamanda kan dolaşımı sırasında vücudumuzun bir bölümünden başka bir bölümüne taşınan kan pıhtısına da emboli adı verilmektedir. Kendi içerisinde akciğer embolisi, beyin embolisi gibi farklı sınıflara ayrılır. Arterlerdeki kan akışının kesilmesi, kandaki oksijen oranının düşmesine ve organlarımızın zarar görmesine neden olabilir. Bu yüzden de embolinin tedavisinde erken teşhis ve tanı oldukça önemlidir. Tedavisi amacıyla daha çok kan pıhtılaşmasını durduran ve pıhtılaşmayı çözen ilaçlar reçete edilir. Acil durumlarda pıhtı alınması gerekli olabilir ve ameliyat tek çare olabilir. Bacakların uzun süre hareketsiz kalması engellenerek de emboliden korunabilir.
2- Emboli riski ne kadar sürer?
Akciğer embolisi akciğerlerde tıkanmış bir kan damarı nedeniyle oluşan sağlık sorunudur. Tıp literatüründe pulmoner emboli olarak adlandırılan durum çabuk tedavi edilmezse hayatı tehdit edici sonuçlara neden olabilir. Akciğer atar damarlarındaki bu tıkanma, akciğerlerlere ve yeterli oksijen alamayan diğer organlara zarar verebilir. Ciddi bir durumdur ve iyileşme haftalar veya aylar sürebilir. Kalbin sağ karıncığında bulunan oksijen içeriği düşük kan, pulmoner arter adı verilen atar damarlarla akciğerlere taşınır. Akciğerlerde oksijen bakımından zengin hale getirildikten sonra akciğer toplar damarlarıyla tekrar kalbe götürülür.
3- Emboli nasıl tedavi edilir?
Akciğer embolisi acil bir durum olduğundan şüphesi varsa kesin tanı için istenilen test sonuçları alınmadan önce hastaya pıhtılaşma önleyici ilaç enjeksiyonu yapılır. Antikoagülan adı verilen bu ilaçlar mevcut kan pıhtılarının büyümesini ve yeni pıhtıların oluşumunu önler. Testler pulmoner emboli varlığını doğrularsa, en az 5 gün antikoagülan ilaç enjeksiyonlarına devam edilir. Ayrıca takip eden 3 ay boyunca ağızdan pıhtılaşma önleyici tablet tedavisi de verilir. Hastalıkta erken teşhis ve tedaviyle tam iyileşme beklenir. Nadiren, akciğerden pıhtıyı çıkarmak için ameliyat gerekebilir.
4- Emboli riski ne demek?
Akciğer embolisi (Pulmoner Emboli), sık rastlanan fakat tanısı zor olan, ölüm sıklığı yüksek olan bir hastalıktır. Gelişmi ülkelerde bile ölüm nedenleri arasında üçüncü sırada yer almaktadır. Hayati tehlikesi yüksek olmasına karşın, doğru ve zamanında tedavi, ölüm riskinde önemli oranda azalma yapar. Bacaklardaki kan pıhtılaşmasını önlemek için gerekli önlemleri almak, akciğer emboli riskini azaltmaktadır. Akciğer embolisi, sıklıkla bacaklardan, nadiren de vücudun diğer kısımlarında derin toplardamarlarında (ven) oluşan kan pıhtılarının koparak (emboli) akciğer atardamarlarını tıkaması sonucu oluşur. Dolayısıyla, hastanın şikayetlerini, embolinin boyutu ve tıkanan akciğer atardamarının çapı belirler. Küçük bir pıhtı, hastada belli belirsiz müphem şikayetlere veya hiçbir şikayete yol açmazken, büyük bir pıhtı ile ani ölüm meydana gelebilir. Bununla beraber, genellikle hastalarda, nefes darlığı ve göğüs ağrısı gelişir. Embolinin kaynağı genellikle ayaklar olduğundan, etkilenen bacakta (genellikle sol taraf) ağrı ve şişlik olur.
5- Emboli hastalığı neden olur?
Akciğer embolisi, sıklıkla kan pıhtısı olan bir materyalin akciğerlerdeki bir atardamara ulaşarak tıkanıklığa neden olduğu durumda meydana gelir. Bu kan pıhtıları en sık olarak bacaklardaki derin damarlardan gelir. Bu durum derin ven trombozu (DVT) olarak bilinir. Çoğu durumda akciğerlerde birden fazla kan pıhtısı görülür. Tıkalı damarların kan götürdüğü akciğer lobları oksijensiz kalarak hasar görür. Bu, akciğer enfarktüsü olarak bilinir. Bu hasar, akciğerlerin vücudun geri kalanına yeterli oksijen sağlamasını zorlaştırır. Nadiren, kan damarlarındaki tıkanmalar, kan pıhtıları dışındaki başka maddelerden kaynaklanabilir. Bu materyallerden bazıları: Kırık, uzun bir kemik iliğinden yağ, kolajen veya diğer dokular, bir tümörün parçası, hava baloncukları şeklinde sıralanabilir.
6- Emboli hastaları nasıl beslenmeli?
Bu hastalığın tedavisinde kan sulandırıcı ilaçlar kullanıldığından,Tromboz hastaları K vitamininden fakir bir beslenme uygulamalıdırlar. Yüksek miktarda K vitamini içerdiklerinden, bu besinler tüketilmemelidir: Brüksel lahanası, karnabahar, kıvırcık salata, kırmızı turp, soya fasulyesi, sığır karaciğeri, marul, yeşil soğan, yeşil çay, mercimek, kanola yağı, ısırgan otu, nohut karalahana, ıspanak, pazı, asma yaprağı, dereotu, roka, maydanoz, nane… Omega 3’ten zengin balıklar haftada 1 kez olmak koşuluyla tüketilebilir. Mısırözü yağı, zeytinyağı, kaymaksız süt – yoğurt, reçel, haftada 2 gün olmak kaydıyla, sınırlı ve önerilen ölçülerde de dana eti tüketilebilir. Yağsız beyaz peynir veya çökelek de tüketilebilecek besinler arasındadır. Tromboz rahatsızlığında beslenmeye ve kullanılan ilaçlara dikkat edildiğinde, damar tıkanıklığı ve kan pıhtılaşması riskleri en aza indirilebilmektedir.